|
|
Diyette dostu ve düşmanı iyi tanıyın
Zayıflamanın ilk anahtarı şekeri sınırlamak. Yağlar enerji verir ama bitkisel olanları tercih edin. Diyeti proteinle zenginleştirmek ise en doğru yaklaşım.
Zayıflamak için en kolay yöntem "fazlalıkların" en büyük sorumlusu metabolizma sürecini tersine çevirmektir. Basit bir ifadeyle "düşman" besinlerin (şekerler ve yağlar) tüketimini azaltmak, "dost" besinlerin (proteinler) tüketimini artırmak gerekiyor. Basit ve hızlı (şekerin kendisi) veya birleşik ve yavaş (hamurdaki, patatesteki) şeker, sindirimde bağırsak mukozasını aşıp glikoza dönüştüğü karaciğere gelir. Bu glikoz, insan vücudunun her hücre, her doku, her organ seviyesinde iyi işlemesini sağlamak ve gerekli enerjiyi üretmek amacıyla karaciğer ve kaslarda depolanmış şekerdir. Oysa organizmamız şeker eksikliğinde, hücrelerde depolanmış yağları yakarak gerekli enerjiyi elde etme kapasitesine sahiptir.
ENERJİ ÜRETİR Bu nedenle, zayıflama rejimleri şekerin azaltılmasını öngörmektedir. Bazıları şekerin tamamen kesilmesini tavsiye eder ancak bu bir hatadır çünkü glikoz eksikliğinin de kasın gücünü kaybetmesi, fiziksel yorgunluk, direnç eksikliği, güç eksikliği gibi zararları vardır. Zayıflamanın ilk anahtarının 'vücuda şeker girmesini önleyerek' işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli enerji kaynağını depoladığı yağlardan elde etmesini sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. İster hayvansal (tereyağı, peynir, şarküteri) ister bitkisel (zeytinyağı) kökenli olsun yağlar organizma tarafından enerji üretmek için kullanılır. Besinsel yağ kaynakları olabilecek en büyük miktarlarda azaltıldığında sindirimde fazla depolama olmayacaktır. Zayıflamak için organizmayı depoladığı yağı yakmaya zorlamak ve yağ eksikliğiyle karşı karşıya bırakarak mevcut yağ kütlesini kullanmasını sağlamak gerekir. Hücre çeperleri, işlevlerini yerine getirmek için ise minimum yağa ihtiyaç duyarlar, yağları tamamen kesmemek gerekir. Bitkisel yağlar tercih edilmelidir. Yani zayıflamanın ikinci anahtarı organizmayı fazla stokları yakması için yağdan yoksun bırakmaktır. İster hayvansal (et, balık, yumurta) ya da isterse bitkisel (soya ve diğer baklagiller) kökenli olsun, organizmamızın tuğlalarını, yapısal maddelerini oluşturan proteinler yaşamsal gereksinimlerdir. Hayatımız boyunca hücrelerimiz yaşlanır ve ölür. Yenilenmeleri için proteine gerek vardır. Protein alımı esastır çünkü proteinler tokluk işlevleri sayesinde yorulmadan kilo kaybetmeyi sağlar, gücü ve diriliği uyarırlar, kas kütlesinin tamamını dirençli kılarlar. Zayıflamanın üçüncü anahtarının beslenme rejimini protein bakımından zenginleştirmek olduğunu hatırlatmak isterim...
Eric Favre
|