|
|
|
|
Türk müziğinin bir 'şövalye'si var
Fransızca şarkılara Türkçe söz yazarak Hafif Batı Müziği'ni birkaç nesle sevdiren Sezen Cumhur Önal'a Fransız Hükümeti şövalye unvanı verdi.
Hemen herkes onu uzun yıllardır hazırladığı radyo ve televizyon programlarıyla tanıyor. Pek çok kişi, birer klasik haline gelmiş olan şarkılara yazdığı sözleri dinleyerek en büyük aşkını yaşadı. Sezen Cumhur Önal'a olan bu ilgi yalnızca Türkiye'de değil, yurtdışında da karşılık buluyor. Önal, geçtiğimiz hafta Fransız Hükümeti tarafından "Milenyumda Şövalye" (Chevalier) unvanıyla ödüllendirildi. Fransa Kültür Bakanı Rehaud Donnedieu de Vabres tarafından L'Ordre Des Arts et Des Lettres nişanını alan sanatçı, çok mutlu. "Fransız sanatçı dostlarıma yazdığım yapıtları değerlendiren Fransız Hükümeti, bana bu unvanı verdi. Kendimi bildim bileli Türk diline duyduğum sevgi ve saygıyla yazı yazıyorum. Bu sonra şarkı sözü yazmaya dönüştü. Fransız Hükümeti de beni yaptığım şarkılardan dolayı ödüllendirdi. Törende bana 'Fransız-Türk dostluğu adına yaptığınız müzik çalışmalarından dolayı size bu ödülü veriyoruz' dediler."
GENÇLERE İŞ DÜŞÜYOR Her ne kadar radyonun büyülü günleri geride kalmış olsa da, pek çok kişi bu nostaljiyi hatırlamaktan dolayı çok mutlu oluyor. Önal'a göre yurtdışında da o günler unutulmuyor. "Ülkemizde, tüm dünyada da son zamanlarda nostaljiye özlem çok fazla hissediliyor. Ben o zamanlar insanları yüreklerinden yakaladım. Gerek Türk gerek yabancı, benim yazdığım sözleri okuyan insan bir döneme damgasını vurmuş kişilerdi. Bu yüzden bu ödülü bana layık gördüklerini tahmin ediyorum. Fransız hükümeti radyo günlerinde sözlerini yazdığım Türkçe şarkıları, 45 devirli plaklara okuyan ünlü Fransız sanatçılar Sacha Distel'in, Johnny Hallyday'in, Patricia Carli'nin ve Theo Sarapo'nun Türkçe yapıtlarını, uzun yıllardan sonra iki ulusun ortak duygusu olarak gördü." Türk pop müziğinde bu ödülü alan ilk kişi olduğunu söyleyen Sezen Cumhur Önal, daha fazla kişinin bu tür başarılar göstermesi gerektiği düşüncesinde. Avrupa Birliği'ne girmek için büyük çaba sarf ettiğimiz bugünlerde, öncelikle sanatımızı konuşturmak gerektiğini söylüyor. Önal'a göre "uluslararası alanda bir şeyler yapmak" zorundayız. Ancak böylelikle dünyada adımızı duyurabiliriz. Bu durumda gençlere da çok fazla iş düşüyor. "Ustaların üstüne usta olmuyor. Bize kimse bir şey öğretmedi. Çünkü biz yazmaya mecburduk. İçimizden geldi ve yazdık. Bugünün gençleri için de aynı şey geçerli" diyen Önal, pop müziğin bu hale gelmesinde gençleri çok suçlamıyor: "Gençler çok saf ve masum. Onların bir suçu yok. Her şeyi hazır buldular. Belki de biz onlara sanatımızı aktaramadık. Dans figürlerimizden melodilerimize kadar her şeyde Batı'ya yönelme var. Biraz da Batı bizden bir şeyler alsın." Sezen Cumhur Önal, artık Tokyo'da bestelenen bir şarkıyı, iki dakika sonra New York'ta dinleyebilmenin şaşırtıcı olmadığını belirtiyor: "Şimdi dünya oryantal müziğimize bayılıyor. Ama biz farkında değiliz. Onları taklit etmeye çalışıyoruz. Aslında onlar bizi taklit ediyor. Son yıllardaki Eurovision yarışmalarında elde ettiğimiz başarıların temelinde kendi müziğimizi kullanmamız yatıyor."
Ece KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|