Denizaltıları sevmek!..
1721 yılının sonbaharında (kimi kaynaklarda 1719!), Haliç'de sandal sefası yapanların bakışları suların köpürmeye başladığı yere doğru çevrilir. Sandallardaki hareketsizlik mavi sulardan dev bir timsahın çıkmasıyla paniğe dönüşüverir. Kol kuvvetiyle küreklere asılanlar kıyıya bir an önce ulaşma çabasındayken, sahilde toplanan İstanbullular korku içinde birbirlerine canavarı gösterirler. Aynalıkavak Kasrı'nın önüne gelen timsah, burada suya dalar ve kaybolur gözden. O gün, dönemin padişahı III.Ahmet'in oğulları Süleyman, Mehmet, Mustafa ve Bayazıt'ı beş bin fakir çocukla birlikte sünnet ettirişinin 13. günüdür. Ve timsah, padişahın çocuklarıyla oturduğu kasrın önünde su üstüne çıkar yeniden!.. Halk, timsahın açılan ağzından beş çenginin çıkışını ve canavarın sırtında oynamaya başlamalarını hayretle izler. Tüm bu olup bitenlerin mucidi sarayın baş mimarı İbrahim Efendi'den başkası değildir. İbrahim Efendi, sünnet düğününün dillere destan olması ve yüzyıllar sonra konuşulması için timsah şeklinde bir denizaltı yapmayı düşünür. Kolları sıvarken de, ünlü ressam Leonardo da Vinci'nin çalışmalarından, Denis Pepin ve Hollandalı fizikçi Cornelius van Drebel'in deneyimlerinden elbette yararlanmıştır. Belki de, bir denizaltının tarihte ilk kez bu kadar çok personelle yüzdürüldüğü ilk deneme olan İbrahim Efendi'nin gösterisi, Levni'nin minyatürleriyle resimlenmiş olan Surnamesi'nde şair Seyyid Vehbi'nin anlatımıyla yer alır.
KAPLUMBAĞA Denizaltının bir savaşta ilk kez kullanımı Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında görülür. David Bushnell'in kaplumbağa adını verdiği denizaltı bir kişilik olup, elle çalıştırılan bir mekanizmaya sahiptir. Bushnell'in denizaltısının amacı düşman gemisine dipten ulaşarak, saatli bomba yerleştirmektir. Fakat, savaş gemilerinin bakır kaplı olması istenilen sonuca ulaşılmasını engeller. Fakat, "H.M.S. Eagle" adlı dönemin ünlü savaş gemisini korkutarak limandan uzaklaştırdığı için Bushnell'in denizaltısından günümüzde bile övgüyle söz edilir. Robert Fulton'un 1801'de yaptığı denizaltıyla gerçekleştirdiği deneme atışlarını Napoleon'un izlemesi, fakat gereken önemi göstermemesinden sonra, 1849'da William Bauer "Plongeur Marine" adlı denizaltıyı yapar. Bu denizaltını adı önemlidir. Çünkü, mayınları ateşlemek için pilin kullanıldığı bu denizaltıyla elektrik ilk kez sessiz dünyaya konuk olur!.. "Horace L. Hunley" adlı denizaltıyı da yeri gelmişken anmalıyız. Amerikan İç Savaşı'nda güneyliler tarafından kullanılan bu denizaltının pervaneye bağlı olan şaftı sekiz kişi tarafından çevrilir. Bir kişi tarafından da idare edilen denizaltı 14 Şubat 1864 tarihinde, Charleston limanını ablukaya alan Kuzey donanmasından "Housatonic" korvetini batırır. Böylelikle balıklar, bir denizaltının batırdığı ilk gemiye tanıklık ederler.
NORDENFELT DENİZALTILARI Akümülatör ile hareket eden ilk denizaltı ise 1881 yılında Fransız mühendis Goubet tarafından yapılır ve Brezilya'ya satılır. Dört yıl sonra, Campbell ve Ash adlı mühendislerin yaptıkları "Nautilus" adlı denizaltı, su geçmeyen bölümünden bir dalgıcın çıkması ve geri dönebilmesi özelliğiyle kendinden söz ettirir. Denizaltıların gelişimi olanca hızıyla sürerken, İsveçli ağır silah fabrikatörü Nordenfelt, İngiliz mühendis G.W.Garrett ile anlaşır. Anlaşmaya göre denizaltıların planını Garrett çizecek ve yapılımı Nordenfelt tarafından gerçekleştirilecektir. 1885'de Stockholm'de denize indirilen "Nordenfelt I" adını taşıyan ilk denizaltı Yunan hükümeti tarafından satın alınır. 1886'da, firma iki denizaltı siparişi daha alır. İkinci ve üçüncü Nordenfelt denizaltıları birinciden daha büyük ve daha süratlidir. İngiltere'de yapılan denizaltılar parçalar halinde bir gemiye konularak, birleştirilecekleri limana doğru uğurlanırlar. Geminin vardığı liman İstanbul'dur!.. Rus savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devleti, Girit'te baş gösteren isyanları bir işaret olarak görmüş ve olası bir Yunan saldırısına karşı önlemler alma yoluna gitmiştir. Bu önlemlerden biri de, iki denizaltının alımıdır. Taşkızak Valide Tersanesi'nde montajları yapılan denizaltılardan ilki 6 Eylül 1886 denize indirilir. 5 Şubat 1887'de ilk dalış tecrübesinin yapıldığı denizaltıya "Abdülhamid" adı verilir. Bu deneme sırasında, Nordenfelt'in temsilcisi, mühendis ve görevlilerden başka beş Türk denizci de denizaltıya biner: Kumandan Yüzbaşı Halil, Makine kıdemli Yüzbaşısı Ali, Makine Yüzbaşı Şerefeddin, Makine Teğmeni Mehmed Salim ve ateşçi Musa ÇavuşBu beş denizcimiz bir denizaltıyla dalan ilk Türklerdir. Ne var ki, denizcilerimiz denemeden memnun kalmazlar. Çünkü denizaltının baş ve kıç muvazenesi bozuk çıkar. Üstelik su altında 10 mil yapması gerekirken ancak 2,5 mil yol alır. Bu yüzden firmayla bir anlaşmazlık doğar. İkinci denizaltıya daha bir özen gösterilir. 4 Ağustos 1887'de denize indirilen ikinci denizaltının dalış denemesi 1888'in Ocak ayında gerçekleştirilir ve "Abdülmecid" adıyla donanmaya katılır. Denizaltılar eğitim kitaplarında yerini almıştır artık. 21 Mart 1904 tarihinde, 23 yaşındaki bir subay not defterine şunları yazar: "Torpidoların bir türüdür. Su altında yürürler. Gözle görülmediklerinden düşman gemilerine kolaylıkla hücum ederler. Lakin sürati gayet yavaş olduğundan hareket halindeki düşman gemisine yetişemez. Şekli balığa benzer, elektrikle çalışır. Su üstünde petrol ile işler makineleri vardır. Suya batması ufki pervanelerle olur. Kaza durumunda teknenin altındaki safrayı atarak su yüzüne çıkar. Özellikle liman müdafaasına mahsustur. Çünkü iş görecekleri daire sınırlıdır." Denizaltı hakkında bilgiler veren bu not defteri "Mustafa Kemal" adlı subaya aittir!...
|