Çok yaşamak mı iyi yaşamak mı?
Geçenlerde annem "Hayata Merhaba" kitabının kapağındaki resmimi göstererek; "Kızım bu bileğindeki sarı şey ne? Hastanede takılan künye mi?" diye sorunca; "Hayır anne, birkaç kişi daha hayata merhaba diyebilsin diye satın alınan bir yardımlaşma bileziği. Biz de burada, kendi ülkemizde de olsun istiyoruz. Hani hapşırınca 'Çok yaşa', 'İyi yaşa' diyoruz ya, bizimkilerin üstünde 'İyi yaşa' yazılı olacak."
SARI BİLEZİK Birkaç ay önceki bir yazımda sarı bilezikten söz etmiştim. Lance Armstrong genç yaşta iki ayrı yerinde kanser olan bir sporcu. Durumu ağır, iyileşme şansı az denildiği halde müthiş bir mücadeleyle sağlığına kavuştuğu gibi evlenip çocuk sahibi bile oluyor. Hatta dedikodulara bakılırsa şu aralar eşinden ayrılmış Amerikalı ünlü bir dansçı hanımla gününü gün ediyormuş. Ama gerçek şu ki esas iyileşir iyileşmez Fransa bisiklet turunu kazanması şaşırtmıştı herkesi. Hem de üst üste altı kez. Hep sarı mayosu ile. Alkışlanacak tarafı ise Armstrong'un bu sarı mayodan esinlenerek geliri direkt kanser hastalarına bağışlanan plastikten yapılma bu sarı bilezik kampanyasını başlatmış olması... Üstüne "Livestrong" yazılan, herhalde "Sağlıklı ve güçlü yaşa" diye tercüme edilebilecek bir yazı olan, tanesi bir dolara satılan bilezik o kadar çok satılıp o kadar moda oldu ki şimdi on dolara satılacakmış diye duydum. Yabancı sporcuların ve şöhretlerin pek çoğunun bileğinde olan bu ürün uzun zamandır bulunamıyordu. Küçük kardeşim Bircan'la (Usallı Silan) bizde de tedavisinde imkanları olmadığı için zorluk çeken hastalara böyle bir kampanya yapabilsek diye düşünüyorduk. Epsilon Yayınevi'nin sahibi Ömer Yenice Bey "Ben öncülük yapayım" deyip bir miktar sarı bilezik yaptırıyor... Bayer İlaç Sanayi "Kanserli hastalara ilaç ne kadar lazımsa umut da onun kadar önemli" diye "Hayata Merhaba" adlı kitabımdan yirmi beş bin tane alıp bir dayanışma örneği gösterdi bize. Bir firma da şimdiden on bin adet sarı bilezik istiyormuş. Ama henüz netlik kazanmadığı için adını yazamıyorum. Bu künyeler "Hayata Merhaba" nın satıldığı her yerde bulunabilecekmiş. Yeni Çizgi tarafından dağıtılacak bileziklerin gelirinin doğrudan doğruya Marmara Üniversitesi Vakfı'na gidecek şekilde ayarlanıyor. (Benim de tedavimin yapıldığı kurum...) Hastanenin Onkoloji Bölüm Başkanı Doçent Doktor Serdar Turhal'dan çok iyi bildiğim gibi kanser hastalarından imkanı olmayanlar kapıdan çevrilmiyorlar. Hatta Türki Cumhuriyetleri'nden gelenlere bile yardım ediliyor.
KIZLAR MOR SEVİYOR Şimdilik dünyada moda olduğu gibi sarı renkle başladık. Şöyle bir soralım dedik genç kızlar arasında en çok istenen renk hiç tahmin etmediğim mor çıktı. Yeşil ve turuncuyla da t-shirtlerimizi renklendirebiliriz diyorlar. "Futbol takımı tutanlar için belki de sarı, lacivert, kırmızı, siyah ve beyaz yapılabilir" dedi beyler. Gözboncuklarını her tarafa hatta, Türk Hava Yolları uçaklarına bile kondurduğumuz bu ülkede ben de nazara karşı "Mavi" diyorum ne dersiniz? Her ailenin kanserli yakınları veya üzüldükleri bir yakınları oluyor. Ya bir sevinç ya bir hüzün yaşanıyor. Bizi anlayan, destekleyenler olur herhalde derken bir taraftan da kampanyayı duyurmak için davet yapma durumunda neresi olur diye aramızda düşünüyorduk. Daha önce yurtdışı tanıtımlarında dostluğumuzu geliştirdiğimiz Zeynep Fadıllıoğlu'na telefon ettim. O ve eşi olumlu yanıtla geri döndüler bize. Bu çalışma başarılı olursa farklı projelerle yeni yardımlaşma kampanyaları için birlikte çalışacağız. Not: Sokakta çiçek satan sempatik satıcımız vardı ya kızı olmuş. Adını ne koymuş dersiniz "Filiz".
|