Her gün bayram olsa!
Herkesin bir günü olsa... Sevgililer Günü de olsun, Yalnız Yaşayanlar Günü de. Veya "Evini Anahtarla Açmayı Sevenler Günü" ya da "Zili Çalanlar Günü". Kurban Bayramı'ndan sonra bir de Kuzu Bayramı. O gün herkes kuzulara taze ot alsa, başlarını okşasa, tüylerini tarasa, süslese... Hatta Anneler Günü, Babalar Günü'nden başka, Evlatlar Günü de olsun. O gün de, ebeveynler çocuklarını sevindirecek küçük sürprizler hazırlasınlar. O gün de anne ve babalara Halil Cibran'dan hatırlatma yapılsın: "Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizlerin değildirler. Onlar kendini özleyen Hayat'ın oğulları ve kızlarıdırlar. Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir. Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır. Onların vücutlarını çatabilirsiniz ama canlarını asla. Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz. Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç. Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir."
*** Fena mı olur? Herkesin, her şeyin bir günü olsa... Böylece yılın 365 günü, her gün içimizden birilerinin kendini özel hissedeceği bir gün yaşanmış olur. Evrene yayılacak pozitif enerjiye bakın! Hepimizi şarj etmeye yeter vallahi... Neyse... Bugünün şanslılarına gelelim şimdi; anneler!
*** Benim annem, yardımseverlik boyutunu biraz fazlaca aşmış bir kadındır. Bazen hakikaten olayı abartır. Örneğin arabasının bagajında sürekli bir takım eşyalar vardır. Diyelim ki yağmurlu bir havada gidiyor ve hani bisikletimsi arabamsı aletlerle su dağıtan elemanlar vardır ya... Onlardan birini gördü. Adamın ayağındaki ayakkabıyı o yağmurlu havada giyilecek kadar uygun bulmadı. Hemen kendisini durdurur ve sorar: "Kaç numara ayakkabı giyiyorsun bakayım sen evladım?" Adam şaşkın, cevap verir. Annem hemen bagajı açıp uygun numaralı şöyle yağmura dayanıklı bir ayakkabı bulup çıkarır. Hatta mümkünse bir de çorap uydurur. Adam ne olduğunu anlamadan biner arabaya, çeker gider.
MUCİZE GİBİ Hep de şöyle der: "Ben tanımadığım insanlara yardım edeyim ki, yarın öbür gün ben yanınızda yokken yardıma ihtiyacınız olduğunda, tanımadığınız insanlar da size yardım etsin." Anneme şu yardım işlerini abarttığı için kızarım mızarım ama hakikaten de, başım dara düştüğünde, hiç ama hiç beklemediğim bir yerlerden adeta bir büyücünün çıkıp mucize yarattığını da çok iyi bilirim. Annemin bagajındaki eşyalar bana çok yaramıştır yani kısacası. Ve bugün ben tanıdığım, yardımsever sözcüğünü en hak eden insanın, sevgili annemin, bu yazıyı okuyan tüm annelerin ve anne olmak için çalışma içinde olanların gününü kutlarım. Bir de kendim gibi kedi-köpek annelerinin tabii.. Günümüz kutlu olsun.
|