|
|
|
|
|
|
Kanuni döneminde mürverle boyanırdı
Eski şaraplar bugünkülerin yanında çok zavallı kalıyor. Birkaç yıl önce Gusto dergisinde yayınlanan Osmanlı şarapları ile ilgili araştırmamda bazı ilginç ayrıntıları aktarmıştım. Örneğin, Kanuni döneminde Avusturya elçilik heyetiyle İstanbul'a gelmiş Hans Dernschwam, o dönemin şarap kültürü hakkında ayrıntılı bilgiler vermekte. "Türklerin şarapları kırmızı ve çok koyu renklidir. Öyle ki insan bu şarapla yazı yazabilir", diyor Dernschwam ve devam ediyor: "Türklerin şarabı nasıl yaptıklarını ve kırmızıya boyadıklarını öğrendim. Şaraba mürver ile orman zambağı karıştırılıyor. Köylerde mürvere benzer siyah taneleri olan orman mürveri denen yabani bir ağaç vardır. Bu siyah taneleri bir fıçıya doldurup bastırarak eziyorlar ve ekşimeye bırakıyorlar. Vakti gelince, fıçının musluğunu açarak içindeki şırayı akıtarak alıyor ve meyhanelere satıyorlar. İşte şarabı bu nesne ile boyuyorlar. İnsanı hasta ediyor." Umarım Dernschwam'ın anlattıkları, vicdansız sahte içki üreticilerine yeni bir ilham kaynağı olmaz. Osmanlı'daki bütün şaraplar böyle kötü değildi. Nitekim Dernschwam onları da anlatıyor: "Midilli'de yapılan ve başka yerlerden de gelen tatlı, sert şaraplar var. Lezzet ve kalite bakımından misket ve malveza şarapları bizim raffal ve wipach gibi şaraplarımızdan üstündür. Böyle eski ve iyi bir şarabı İstanbul'da içtim. Misket şarabı Galata'daki Rum ve Yahudilerde ve İstanbul tarafında bulunur. Beyaz ve hafif sarı renktedir."
|
|
|
|
|
|
|
|
|