|
|
|
|
|
|
Zuhal Olcay'ın tırnağı olsam bana yeter
Haziran Gecesi dizisiyle ünlenen Burcu Kara; "Televizyonu her açtığımda abuk sabuk kadınları görüp de saçımı başımı yolmamak için Bursa'dan İstanbul'a geldim" diyor. Ekranların yeni güzeli çok özel pozlarla...
Mankenliği doğru bulmadım
Genç oyuncu Burcu Kara Bursa'da başlayan "ünlü" olma yarışını anlattı: "Televizyonu her açtığımda abuk sabuk kadınları görüp de saçımı başımı yolmamak için İstanbul'a geldim".
Burcu Kara "Haziran Gecesi" dizisinde çok sevdiği eşi tarafından aldatılan, üç çocuklu bir kadını canlandırdığı Duygu karakteriyle, televizyonların yeni yıldızı. Marie Claire Dergisi'nin mayıs sayısına konuşan 24 yaşındaki güzel oyuncu sekiz yıllık iş hayatının ardından geldiği yerden çok memnun olduğunu fakat temkinli hareket ettiğini söylüyor. Kara, kariyeri ve özel hayatıyla ilgili her şeyi anlattı...
ÇOCUKLUK GERÇEĞİ "Köyde büyüdüm ben, Armutlu'da. Annem ile babam öğretmen. O yüzden çok disiplinli yetiştirildim. Yerinde duramayan bir çocuk olduğum için dört, beş yaşında okula başladım; hatta babamdı ilkokul öğretmenim. Disiplini, isteklerimi bastırmayı öğrendim küçük yaşta."
İLK VEDA "Sadece benim eğitimim için Bursa'ya taşındık. Köyden ayrılırken çok ağladım. Hiç gitmek istemedim. Köyün meydanından geçerken, kamyonla eşyalar toplanmış, herkes elinde mendillerle ağlıyordu. Acayip bir tabloydu. Bursa'da çok hastalandım üzüntüden, nefes darlığı çekiyordum. Zor oldu. içime kapandım. Pencereden bile bakamıyordum ilk zamanlar."
İLK İŞİ "Hep şu anda yaptığım tarz işlere yönelmek istedim, ama iktisat okudum. Babama; 'Ben konservatuara gitmek istiyorum' dediğimde, 'Şarkıcı mı olacaksın?' diye sormuştu. Eskişehir'de üniversitedeyken televizyona yönelme kararı aldım. Oranın yerel kanallarına başvurdum; onlar da beni kabul ettiler. Ertesi gün sunuculuk yapmaya başladım. Ben daha oradayken TGRT'den teklif geldi. Ailem izin vermedi. Mezun olduktan sonra yatırım uzmanlığı yaptım, bir buçuk yıl dayanabildim. Tek amacım zaten iyi bir şirkete girip para biriktirip İstanbul'a gelmekti."
OYUNCULUK "Ayşenur Yazıcı'nın 'Bedriye' adında bir kitabı var; anneannesinin hayatıyla ilgili. Bir ay ağlamıştım okuduğumda, çok etkisinde kalmıştım. Bir gün beni çağırıp romanı senaryolaştırdığını ve benim Bedriye'yi oynamamı istediğini söyledi. Birkaç yapımcıya, Abdullah Oğuz'a benden bahsetmiş. Beni aramaya başladılar. Ben de o arada haber spikerliğinden ayrıldım, başka bir kanalda sinema programı sunmaya başladım. Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne katıldım zevk için. Şahika Tekand'dan ders almaya başladım. İlk dönemi bitirdim, 'Haziran Gecesi' projesi oldu."
PRENSİPLERİN KADINI "Bursa'da çok güzel bir hayatım vardı, iyi para kazanıyordum, arkadaşlarım, ailem yanımdaydı, eğleniyordum. Ama 40'ıma geldiğimde 'Niye gitmedim İstanbul'a?' dememek için, televizyonu her açtığımda abuk sabuk kadınları görüp de saçımı başımı yolmamak, 'Onların yerinde ben olabilirdim' dememek için geldim. Hep doğrularım, prensiplerim vardı. Onlar olmasaydı ben zaten daha ilk yıldan bambaşka yerlerde olabilirdim. O anlatılan hikayeler, Türk filmleri çok doğru. Halen cereyan ediyor. Ama ben aç kalmayı göze aldım."
İDOLLERİ "İdol ya da örnek aldığım birileri yok. Çünkü herkes çok farklı yaratılıyor. Ama oyunculuğunu izlemekten haz aldığım birçok kişi var Türkiye'de. Haluk Bilginer, Şener Şen, Serra Yılmaz, Demet Akbağ, Derya Alabora, Zuhal Olcay... Hepsi çok iyi oyuncular... Tırnakları olabilsem bana yeter. Ben de hep kendimi geliştirmeye çalışıyorum bu yüzden. Şimdi özel İngilizce ders alıyorum. İlk fırsatta yurtdışına gidip orada eğitim almak istiyorum."
O ŞİMDİ MAHKUM "Birkaç dakikalık bir rolüm var 'O Şimdi Mahkum'da. Bir spikeri oynuyorum. Filme renk katsın diye düşünülmüş bir karakter, benim de hayatıma renk kattı. İlk kez bir film setine gittim ve o dünyayı görünce büyülendim. Şimdi başka teklifler var ama kafama yatan bir şey olmadı. Çok fazla şeye atlayıp yanlış kararlar almak istemiyorum."
|
|
|
|
|
|
|
|
|