Niyet Mektubu'nda, dövize müdahalenin süreklilik kazanacağı, dövizin geçmiş yıllardaki gibi değer kaybetmeyeceğinin sinyali veriliyor.
IMF'ye verilen 26 Nisan 2005 tarihli niyet mektubunun 6. paragrafı döviz kuru rejimine ilişkin. Mektupta aynen "TCMB'nin, program süresince dalgalı kur rejimi çerçevesinde hareket ederken net uluslararası rezervlerini de güçlendirilmesi planlanmaktadır" denilmekte. Bunun anlamını, "dalgalı kur rejiminin devam edeceği, fakat rezerv biriktirmek için dövize müdahalenin süreklilik kazanması nedeniyle YTL'nin geçmiş yıllardaki kadar değerlenmeyeceği" şeklinde yorumlamak mümkün. Önceki yıllarda aynı Hükümet'in IMF'ye verdiği 5 Nisan 2003 tarihli mektupta "uzun vadeli hedefler olan uluslararası rezerv pozisyonunu güçlendirmek amacıyla" müdahalede bulunulmasına dair ifade yer alırken, daha sonraki 2 Nisan 2004 ve 15 Temmuz 2004 tarihli metinlerde bu niyetten vazgeçilmişti. Oynaklığın fazla olduğu durumlarda sınırlı müdahaleyi içeren tam dalgalı kur rejimi uygulamaya çalışılmıştı. Yeni niyet mektubundaki yöntem, kuru tamamen piyasanın eline bırakmamak, artacak yabancı sermaye girişlerini sterlize etmek ve YTL'nin diğer paralara karşı daha fazla değer kazanmasını frenlemek açısından yararlı bir politika değişikliği olarak nitelendirilebilir. Günlük alım satım tutarlarının asgari miktarı düşük tutulsa da, gereğinde yükseltilerek "net rezervler" zaman içinde arttırılabilir. Ancak, önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak gelişmeler ve haberler olumlu olursa YTL'nin değer kazanma eğiliminin süreceği de gözden kaçırılmamalıdır.
EĞİLİM SÜRECEK Bu nedenle, uygulaması sürecek döviz kuru rejiminin bir kez daha irdelenmesinde yarar vardır. Bu irdelemeyi yaparken, iki hafta önce Merkez Bankası'nın Ankara'da düzenlediği toplantıda konuşan Harvard Üniversitesi Profesörlerinden Ricardo Hausmann'ın ilginç saptamalarına da göz atmak yararlı olacaktır.. Hausmann'a göre, Türkiye ve benzeri ülkelerin sorunu büyümedir. Başka bir ifade ile sürdürülebilir maksimum büyümeyi sağlayamamaktır. Bu gibi ülkelerde uzun dönemli büyüme ihracat artışına bağlıdır. İhracat ise, yeni pazarların bulunması ve bunların muhafazasına dayanır. İhracat pazarlarını bulurken bir çok risk ile karşılaşılır. Bu durumda, rekabetçi ve istikrarlı döviz kuru rejiminin uygulanması ihracata ve dolayısıyla büyümeye katkı sağlar. Öte yandan reel döviz kurunun düzeyi ve istikrarı aynı zamanda yabancı sermayeyi çekme açısından en önemli noktalardan biridir.