Flört kabızlığı yaşıyoruz
Geçenlerde bir iş toplantısı için New York'taydım. Hani dünyada kendinizle özdeşleştirdiğiniz, "Budur, ben buyum. Burada iyiyim" dediğiniz yerler vardır ya benim için New York işte öyle. Oldum olası bu şehirde kendimi inanılmaz iyi hissediyorum. Köyünü görmeye gidip, yakınlarıyla kucaklaşanlar gibi ben de ha koştur Allah eski kafelerimi, barlarımı, kitapçılarımı hatta mahalledeki bakkalımı bile birer birer ziyaret ediyorum. Aman efendim bu sefer hava da pek bir güzeldi. New Yorkluların "chery blossom" dedikleri beyaz bahar dalları her bir yerde açmış. Rockefeller Center'da inanılmaz bir çiçek sergisi ve şovu açılmış. Oradan da çiçek kokuları etrafa yayılıyor, hava inanılmaz bahar ve dolayısıyla aşk kokuyordu. Hep bu şehri niye bu denli sevdiğimle ilgili kendime binlerce sebep sayardım. İşte klişeler, dinamiğinden, sanata olan tutkumdan, şuyundan buyundan diye sıralardım. Yok yok bu sefer fark ettim ki esas sebep başkaymış. İşte bunu keşfedişimi anlatacağım şimdi.
MİNİK ÇARPIŞMA Benim üç ay önce açtığım tasarım ofisimin işlerinden biri de GAP grubu. Yani GAP'e Banana Republik'e, Old Navy'ye tasarım yapıyoruz. Toplantımız GAP binasındaydı. Zaten yaptığımız şeyleri böyle bir grubun beğenmiş olmasının gururuyla mutlu mesut kalakalmışız yani keyifler gıcır; otelin kapısında taksi bekliyoruz. Derken bir bey, otelin dönen kapısından bir süratle çıktı ve yanlışlıkla bana çarptı. Çarpınca bana dönüp "Pardon muhteşem şey" dedi. Ama buyurun ben birden şöyle bir silkelenip parıldayan gözlerle ona bakıp "Rica ederim" deyip güldüm. İşte buydu... Onun o müthiş enerjisi, hafif flörtü beni inanılmaz mutlu etti. Derken taksiye binip toplantı için GAP binasına gittik. O andan sonra fark ettim ki kapıdaki bekçiden içerideki tasarımcıya, müdürlerine kadar herkeste hafif bir flört enerjisi, yaşam motivasyonu var. Herkes birbirine laf atıyor, giysileri, takıları hakkında pozitif yorumlar yapıyor, birbirleriyle minik flörtler ediyor. Böyle olmalı öyle değil mi... Belki de bizim sevgisizliğimizin, aşktaki kabızlığımızın temeli buradan geliyor. Bırakın flört etmeyi artık aynı binada oturan insanlar, asansörde bile birbirine selam vermiyor. Birbiriyle flört etmek ya da iltifat etmek 'yavşaklık' falan diye adlandırılıyor. Düşünsenize burada bir adam, size dönüp de "Pardon muhteşem şey" demez. Kaldı ki dedi, siz de "Adama bak, resmen asılıyor. Ne yavşak herif" dersiniz. İşte biz bu enerjimizi yitirmişiz. Bunu yitirdiğimiz için de hiçbir şeye özellikle de karşı cinse espriyle, flörtle yaklaşamıyoruz. Kabızız kabız. "Şu kabızlığımız bir geçse hep beraber rahatlayacağız herhalde" diyorum ben.
İLİŞKİ CADISI Ayşe
|