İhanet Edenler Çoktu
Fransa'da halkın çoğu hükümetin Avrupa projesine ihanet ettiğini düşünüyor
Fransızlar'ın çoğunluğuna göre; Chirac ve hükümet, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin başlatılması yönünde görüş bildirerek Avrupa projesine ihanet etti. "Halkın ve meclisin iradesini hiçe saydı, temsili demokrasinin içini boşalttı. İşte her şey çok açık, zafer Erdoğan'ın, ne istediyse aldı." Sağ muhalefetteki UDF Lideri François Bayrou, zirvenin ardından Türkiye konulu meclis görüşmesinde bu ağır sözlerle suçladı hükümeti ve Chirac'ı.
Türkler'in azınlığına göre ise "Kapıyı çarpıp suratlarına tükürmeyi bilemedi Erdoğan". Kıbrıs'ı tanıdı, soykırımı da tanımak üzere. Üstelik daha bilinmeyen kim bilir neler var! Muhalefet partisi liderine göre ya danışmanları Erdoğan'ı yanıltıyor ve onun hiçbir şeyden haberi yok ya da biliyor ve milleti oynatyor! Kimilerine göre ise çoktan pek çok dava satıldı zaten. Denktaş biraz daha insaflı, Türk halkı için "Bizi sattırmazlar" diyor.
Fransa'nın çoğunluğuna göre; sanki Fransa Avrupa'ya üye bir ülke değil de, Avrupa Fransa'ya bağlı bir yer. Fransız Ulusal Meclisi de, köyün ihtiyar meclisi gibi. Birlik'te diğer ülkeler ne diyor, hatta başka ülkeler var mıdır, hiç hükmü yok.
Türkiye'nin azınlığına göre ise; Avrupa, nüfusuyla bütün kurumlarında ağırlıklı oy sahibi olmaya aday bir ülkeyi almak için can atıyor. Kıbrıs konusunda yerden göğe kadar Türkiye'yi haklı buluyor. Hatta Türkiye bir parça diretse, öbürü onun girişine mani olamayacağı gibi Ankara sonsuza kadar Kıbrıs'ı tanımasa olur. Tabii, bunlar doğru dürüst müzakere edebilen bir adamın yapabileceği işler. Öyle de olmadığına göre; en doğrusu, kapıyı çarpıp gitmesini tavsiye etmek! Ama yürek ister, onda o da yok! Doğru hakikaten yürek ister, Avrupa'da hakkını aramaya tenezzül dahi etmeyip, sonra pazartesi günü de yine aynı insanların aynı derecede atıp tuttuğu Amerika'ya gidip dilenmek var.
TÜRKİYE'YE VERİLEN LİSTE Gazetecilerin Avrupalı diplomatlarla ayaküstü yaptıkları sohbetlerde dahi "Avrupa'yla bütünleşecek olanın Türkiye olduğu, Türkiye'yle bütünleşecek olanın Avrupa olmadığının" altı çiziliyordu. Fransız sözcü, mesela pes peşe yöneltilen birkaç sorunun ardından "Yanlış anladınız galiba. Avrupa Türkler'in eline bir tomar kağıt ve bir liste verdi. Ve Türkler 'Şunu beğendim, bunu istemem' deme durumunda değil!" dedi.
Elbette bazen üslup can acıtabiliyor. Ama bu insanın sevgilisi ya da ailesiyle ilişkisi gibi değil. Yani kırılıp, darılıp yahut bağırıp, hele kapıyı vurup gideceği bir şey asla değil. Erdoğan, bulunduğu mekanda her halükarda doğudan gelen bir liderdi ama Allah'tan bir batılı kadar ölçülü ve serinkanlıydı. Hislerini kendine saklamayı bildi, inandı ve yaptı. 18 Aralık günkü Liberation Gazetesi'nin kapağı her şeyi izah ediyordu. Kapakta, tepede albayrak dalgalanıyor. Altında büyük harflerle "Avrupa'nın ihtilali" yazıyor. Uzaklardan Sultanahmet Camii gözüküyor. Türkiye 2005'te artık kesinlikle başka bir yerde!
|