Opera ve bale 55. başarı yılında...
Cevad Memduh Altar, "Opera Tarihi" nde (Pan Yayıncılık) 1935- 1937 arasını "Türkiye için müzik sanatında, uluslararası nitelikteki ortak tekniği, çoksesli ulusal Türk Sanat Müziği'- ni yaratma yolunda değerlendirme bakımından önlemlere başvurulmuş yıllar" olarak değerlendiriyor. Üç yıl içinde de büyük başarılar elde ediliyor ve 16 Mayıs 1940'ta TBMM'de kabul edilen yasa ile "Musiki Muallim Mektebi" içinde müzik, opera, bale ve tiyatro bölümlerini içeren bir Devlet Konservatuvarı kuruluyor. 1949'da çıkartılan 1309 sayılı özel yasası ile sanatsal yaşamı resmiyet kazanan "Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü" de kadro ihtiyacını işte bu Devlet Konservatuarı'ndan mezun olan kültürlü sanatçılarla karşılıyor. Altar'dan bir not daha: "Yurtdışında tanınmamızı gerektiren ilk önemli olay, devlet konservatuvarından henüz mezun olan soprano Ayhan Alnar'ın, hocası Carl Ebert'in yönetimi altında İngiltere'de Edinburg Festivali'ne davetle sanatçı olarak katılması ve bir Mozart operasındaki başarısıyla başlamıştı."
KONUK KİROV BALESİ'NDEN Türk insanının ince sanat zevkinden ve tarihinden güç alarak hizmet veren "Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü" dün 55. sanat yılını kutladı. Ankara Opera Sahnesi'- ndeki gecede konuk sanatçı olarak, klasik bale arenasında "ekol" olan Kirov Balesi'nin başdansçısı Uliana Lopatkina sanatseverleri selamladı. "Yaşasın Opera ve Bale" adıyla, sahnelenmiş ve gelecek sezonlarda sahnelenmesi planlanan eserlerin, yeni ve farklı bir anlayışla yorumlanan çarpıcı bölümleri izleyicilerin beğenisine sunuldu. Puccini, Verdi, Bellini, Dvorak, Strauss, Bernstein, Musorgsky, Loewe, Mozart, Donizetti, Leigh, Ada, Tüzün ve Çaykovski'nin ölümsüz eserlerinden oluşan iki perdelik programda, 19 bölüm yer alıyordu. Sanat yönetmenliğini Gürçil Çeliktaş'ın üstlendiği eserin orkestra şefi Naci Özgüç'tü... Emeği geçenlere kutlu olsun... Yarım yüzyılı aşan geçmişiyle Türkiye'nin aydınlık yüzünü yansıtan opera ve balenin kimi sorunları da yok değil... Bunlardan biri de salon sorunu... 1995'te Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın, Ankara Kongre ve Kültür Merkezi kompleksi için açtığı yarışmada birincilik ödülünü kazanan Özgür ve Azize Ecevit'in projesinin yapımına olanaksızlıklar nedeniyle başlanamadığı biliniyor. Hipodrom alanında bulunan yeni Ankara Opera ve Bale Binası tamamlandığında Avrupa'nın en büyük sahnelerinden biri olarak sanat yaşamımızda yerini alacak... Bünyesinde dans, resim, müzik, tiyatro, ışık, dekor, kostüm, heykel, grafik gibi tüm plastik ve fonetik sanat dallarını barındıran, geçmişe ışık tutup geleceği aydınlatan "Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü"nün yaşamasının gerekliliği ortada... Opera ve Bale Binası da işte bu aydınlığın aynası olacak... Avrupa Festivaller Birliği üyesi Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali, Bodrum Uluslararası Bale Festivali ve uluslararası standart belgesi ile kalitesi tescillenmiş olarak ülkemizin tanıtımına boyut kazandıran Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ne nice başarılı yıllar...
|