İstanbul Modern...
Hayatımın son yirmi yılında dünyanın neredeyse yirmi ülkesini dolaştım, Petersburg'taki "Hermitage"dan New York'taki "Metropolitan"a bir o kadar da müzeyi... Hepsinin ayrı bir yeri var belleğimde ve bilincimde... Nasıl unuturum, sevgili Duygu Asena'ya selam olsun, Duygu ve eşim Bilge ile Kopenhag'da Modern Sanatlar Müzesi'ni dolaşmış, saatlerce o sıralar müzenin konuğu Avusturyalı ressam Gustav Klimt'in altın tozuna bezenmiş resimleri önünden saatlerce ayrılamamıştık. Ne güzel bir rastlantıdır ki yine Duygu ile Paris'te Pompidou Sanat Merkezi'nde neredeyse bir günümüzü geçirmiş, özellikle modern Amerikan resim sergisini dolaşıp "cafe"sinde mola verdikten sonra alışveriş dahi yapmıştık. Duygu kendisine, ben eşime üzerinde Picasso ve Klee'nin desenleri bulunan bereler almış, hatta Duygu İngilizce konuştuğu için fanatik Fransız satıcıyla küçük bir kavga bile çıkarmıştık, nasıl unuturum. Oynamasam da Pompidou'dan aldığım arkası Picasso desenli iskambil kağıtları, hala durur masamın üzerinde... Bütün bunlar, geçen hafta açılışı yapılan "İstanbul Modern Sanat Müzesi"ni dolaşırken aklımın hatıra defterinden düştü bu satırların üzerine... Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın da müzenin açılışı dolayısıyla gönderdiği mesajda belirttiği gibi "İstanbul Modern Sanat Müzesi", gerçekten de tasarım olarak Pompidou Merkezi'ne benzemekte.... "İstanbul Modern" de "Pompidou" gibi çağdaş müzecilik anlayışıyla hizmet vermenin yanı sıra kalıcı koleksiyon sergi galerisi, süreli sergi galerisi, fotoğraf galerisi, heykel bahçesi, yeni medya alanı, eğitim salonu, kütüphane, sinema salonu, cafe ve müze mağazaları ile uluslararası kültürler arasında köprü işlevi üstlenmeyi ve bir "eğitim ve kültür merkezi" olarak müze yönetimine yeni bir anlayış getirmeyi planlıyor. "İstanbul Modern", sanatı her kesimden izleyiciyle buluşturmak amacıyla farklı ziyaretçi grupları için özel programlar hazırlamış bulunuyor. Peki, nedir bu programların özeti? Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi'nin akademik desteğiyle akademisyenler ve eğitimciler tarafından seminer ve paneller düzenlenecek... Giriş fuayesindeki kablosuz ağ donanımlı Yeni Medya Alanı, ziyaretçilere yeni medya çalışmalarını izleme ve sanatı dijital müze ortamında tanıma olanağı sunacak...
YILDA 3-4 SERGİ Çekirdeğini Modern Türk Sanatı'nı konu edinen kaynakların oluşturacağı kütüphanede aynı zamanda Modern Dünya Sanatı'nın ana sorunlarını, akım ve eğilimlerini, belli başlı figürlerini kuşatan yapıtlara da yer verilecek. Giriş katında yer alan Arthouse klasikler, bağımsız sinema örnekleri ve festivaller dışında gösterim olanağı bulamayan filmlerden oluşan zengin bir program içerecek. Müzenin birinci katında kalıcı koleksiyon sergileri yer alacak... Süreli Sergiler Galerisi'nde yılda 3 - 4 sergi düzenlenecek. Fotoğraf bölümünde Türk fotoğrafının bütün tarihi, geçmişi ve çalışma alanlarındaki değerler göz önüne alınarak sergilenecek... İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Oya Eczacıbaşı'nın açılış konuşmasında altını çizdiği gibi "Şimdi bize düşen, bu müzeyi sürekli değişip gelişen bir kültür ve eğitim merkezi olarak toplumla iç içe yaşatmak" olmalı... Olacak da... Sevgili Duygu, kendine iyi bak... Ben ve eşim Bilge, bu kez Pompidou Merkezi'nde değil, İstanbul Modern Sanatlar Müzesi'nin "cafe"sinde bekliyoruz seni... Biliyorsun, çok eğleneceğiz...
|