|
|
Dolar, 1.2 YTL'ye inerse şaşırmayın
Doların Euro ve Yen'e karşı değer kaybı ile ilgili gerçeklere bir göz atalım. ABD ekonomisinde özel ve kamu sektörü tasarrufları çok düşük düzeyde. Yatırımlarına yetmiyor. Bunun sonucu cari işlemler açığı ortaya çıkıyor. Halen milli gelirinin % 5,5'i oranında süregiden cari işlemler açığının % 2-3 düzeyine düşürülmesi şart. Doların değer kaybının cari işlemler açığını düzeltme etkisi 2 ile 3 yılda görülebiliyor. Doların devalüasyonu ABD'de halen enflasyonist bir etki yaratmamış durumda. Bunlar görünür gerçekler. Cari işlemler açığını düzeltmek için önlemler gerekiyor. İş de zaten burada tıkanıyor. Bazı açmazlar oluşuyor. ABD ekonomisinde tasarrufları artırmak için faizin yükselmesi lazım. Faiz yükselince yatırımlar ve tüketim düşecek, tasarruflar artacak. Bu durumda ABD ekonomisinde ve dünya ekonomisinde durgunluk ortaya çıkacak. Öte yandan, doların değer kaybı beklenen enflasyonist etkiyi de yapmıyor. Büyüme ve enflasyon konularında hassas olan ABD Merkez Bankası, bu durumda faizleri artırma konusunda ayak sürüyor. Enflasyonist tehlike yok iken ve büyüme de istenilen çizgide giderken, faizleri hızla ve yüksek oranlarda arttırmaya istekli olmuyor. Cari işlemler açığını düzeltecek en önemli politika aracını kullanmak istemiyor. "Piyasa kuralları olayı çözer" yaklaşımını benimsiyor. Konunun uzmanlarından Prof. Barry Eichengreen, doların % 10 oranında bir devalüasyonunun fiyatları % 3 arttıracağı ve bu durumda FED faizinin de % 4,5 oranında olması gerektiğine ilişkin ekonometrik bulguların geçerliliğini kaybettiğini belirtiyor. IMF'nin Araştırma Bölümü eski Başkanı Prof. Ken Rogoff ve Prof. Maurice Obstfeld ise, doların değer kaybının ABD ekonomisinin üretim yapısında ortaya çıkaracağı değişikliğin, büyümeyi azaltmadan ve ek işsizlik yaratmadan cari işlemler dengesini düzelteceğini söylüyorlar. Ancak bu etki doların değer kaybediş hızına ve süresine bağlı. Hızlı düşerse cari işlemler dengesini daha kısa sürede düzeltiyor ama dolar, euro ve yen arasındaki uzun dönemli denge kuru bozuluyor. Burada süre önemli. Zira, ABD'nin yıllık 650 milyar dolar tutarındaki açığının 1/3'ünü dünya merkez bankaları, 2/3'ünü ise özel yatırımcılar finanse ediyor. Merkez bankalarının beklemeye fazla tepkili olmayacaklarını kabul etsek bile özel yatırımcılar tedirgin. Bunlar, Dolar getirilerine ve cari işlemler açığının sürdürülebilir olması için gerekli önlemlerin alınıp alınmadığına bakıyorlar. Eğer getirileri daha fazla düşerse ve önlemlerin alınmadığını gözlerlerse, tedirginlikleri korkuya dönüşebilir. Euro ya da Yen'e dönebilirler. Bu çerçevede Doların daha da değer kaybedeceği kesin. Nereye kadar sorusu için iki seçenek var. Birincisi, ABD Merkez Bankası faizleri arttırırsa, cari işlemler açığını finanse eden özel yatırımcılar ikna olabilir, kuşkuları hafifler. Bu önlem, AB ve Asya ülkelerinin büyüme oranlarındaki artışlarla desteklenirse, Dolar-Euro paritesi yıl sonunda 1,50 civarında bir denge ile noktalanabilir. İkincisi, ABD yöneticileri önlem almakta ve faizi arttırmakta gecikirlerse DolarEuro kuru 1.75ile 2.00 aralığına gerileyebilir. Bu durumda, Prof. Eichegreen dolara gecikmeden müdahaleyi savunuyor. Prof. Rogoff ve Obstfeld ise dünya ekonomisinde ağırlığı fazla ülkelerin bir araya gelip işbirliği ile gereken önlemeleri birlikte almalarının aciliyetini vurguluyorlar. Türkiye'de ise doların değer kaybının süreceği açık. Bu kaybın nereye kadar gideceği ise Merkez Bankası'nın müdahale politikasına, ters dolarizasyonun hızına ve enflasyonun gidişine bağlı. Dolarda 1,2 YTL'li rakamları görürseniz şaşırmayın.
|