|
|
|
|
İslam sanatına 50 milyon euro
Paris'teki Louvre Müzesi'ndeki İslam eserleri bölümü Chirac'ın talimatıyla yenileniyor. 3000 metrekarelik alanda 10 bin parça eser sergilenecek. Proje için 50 milyon euro'luk bütçe tahsis edildi.
İslam sanatına elli milyon euro
Louvre'daki İslam eserleri bölümü Chirac'ın talimatıyla yenileniyor. 3 bin metrekarelik alan için 50 milyon euro'luk bütçe tahsis edildi.
İnanmayacaksınız ama, 11 Eylül sonrasında Batılı kafalara karabasan gibi çöken İslam korkusu sonunda bir işe yaradı! İslam dünyasını kamuoyuna anlatmak için İslam sanatını tanıtmak gerektiğine karar verildi ve dolayısıyla da son iki yılda dünyadaki kültür politikaları çok değişti. Bugünlerde Londra, Washington ve Tokyo çok önemli İslam sanatı sergilerine hazırlanıyorlar, NY Metropolitan Müzesi'nin İslam galerileri baştan aşağı yenileniyor, Atina'da ise yepyeni bir müze açıldı. Bu arada en büyük adımı Fransa attı: Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, bundan iki yıl önce "İslam medeniyetlerini daha iyi tanıtın" buyurmuş ve Fransız Kültür Bakanlığı'na 50 milyon euro'luk bir bütçe tahsis etmişti. Louvre Müzesi'nin 10 parçalık İslam eserleri bölümü kapılarını 2009 yılında açacak. 3 bin metrekarelik alanın tasarımı için açılan mimari konkurda finale kalan adaylar arasında Zaha Hadid ve Mario Bellini gibi büyük isimler var. Bense sizlere, tam 40 yıldır bu projeye en çok emeği geçen kişiyi tanıtmak istiyorum. İslam eserlerinin, Batı sanatının yanında değersiz kabul edildiği dönemlerden beri herkese kafa tutarak bu muhteşem koleksiyonu oluşturan, müzedeki her parçayı bebeği gibi seven, Louvre Müzesi İslam Eserleri Küratörü. İslam sanatının "Louvre'a girmeyi hak etmediğinin" düşünüldüğü 60'lı yıllardan bu yana bürokratlarla amansız bir savaşa girerek müzeye yüzlerce obje aldıran, sergiler düzenleyen Marthe Bernus Taylor. Zaten Fransız Kültür Bakanı da basın toplantısında, projenin, Marthe'ın "inatçı kişiliğine" çok şey borçlu olduğunu söyledi.
HERKES ONA DANIŞIYOR Bir kaç kez birlikte çalışma ve Türkiye'ye seyahat etme şansını bulduğum Marthe, geçtiğimiz yıl çok sevdiği Osmanlı ve İran eserlerinden ayrılarak emekli oldu ama dünyanın dört bir yanındaki uzmanlar hala kapısını çalıp, ona danışıyor. (Uzun meslek hayatı boyunca hayranlık duyduğu müzeciler arasında Nazan Ölçer ve Filiz Çağman gibi Türk meslektaşları da var). Marthe ile çok keyifli bir kahvaltı etme ve kendisine birkaç soru sorma şansını buldum, cevap vermeyi kabul etti ama makalem için bir fotoğraf rica ettiğimde, bir film yıldızı olmadığını söyleyerek beni azarlamayı da ihmal etmedi. Ona göre gazeteye sadece müzedeki eserlerin fotoğraflarını koymalıydık çünkü kendisi sadece, bu eserleri geçmişten geleceğe iletmek için çalışmış bir "neferdi". Dedim ya, Bernus Taylor, nevi şahsına münhasır, huysuz bir dost, ama en önemlisi, çok büyük bir müzeci.
* Neden Doğu sanatını seçtiniz? Bilmiyorum. Hiçbir Doğu kökenim yok aslında. Sen çağdaş bir Türk kadını olduğun için belki de buna katılmayacaksın ama gençliğimde beni çeken İslam kültüründeki mistik taraf olmuştu. Dekoratif sanatların ardında bile dini unsurlar var. Mesela Nur suresini bilmiyorsanız bir caminin mimarisini anlayamazsınız. Birçok eserdeki geometrik biçimler tamamen sufi meditasyon üzerine kurulmuştur.
* Belki de bu yüzden önceleri Batı'da saygı görmedi. Doğru. Cezayir savaşını yaşamış bir ülkede devletin parasıyla İslam eserleri almak birçok kişiye ters geliyordu. Mesela Şah Abbas'ın bilinen tek portresini müzeye aldırmak için delice uğraştım. Oysa sözkonusu XIV. Louis'nin resmi olsaydı hemen alınırdı.
* Koleksiyonu oluştururken nelere dikkat ettiniz? Müze koleksiyonu özel koleksiyon gibi oluşturulmaz. Sanatsal özellikler kadar, tarihi unsurlar da önemlidir. Ben, herkes karşı çıktığı halde bir Yıldız vazo ya da bir Çanakkale seramiği de aldım çünkü bunlar bir dönemi yansıtıyor. Bir müzede sadece başyapıtlar değil, bir uygarlığı anlatan şeyler de olmalı. Ama bir yandan da, üç tane 19. yüzyıl hat eseri alacağıma bir tane 16. yüzyıl eseri almayı tercih ederim. Satın alma politikası budur.
* Obje alırken hiç kandırıldınız mı? Bir kere, senin de tanıdığın biri tarafından aldatıldım ama isim veremem.
* Sizin bir esere nasıl tutkuyla dokunduğunuza, okşadıkça eser hakkındaki bilgilerin kafanızda bir puzzle gibi tamamlandığına tanık olmuştum. Bu yetenek nereden geliyor? Bu bir tutku. Ben eserlere müzik dinler gibi bakıyorum. Bir de tabii tecrübe. Çok seyahat ettim, binlerce objeye baktım, kazılar yaptım, arşivleri gezdim. Yalnızca kitap okumak yetmez.
* 1968'ten bu yana uğraştığınız proje, siz emekli olduktan sonra gerçekleşiyor ve büyük bir İslam bölümü açılıyor. Müzeye yardımcı olacak mısınız? Kapımı çalan herkese yardım ediyorum ama bundan sonra en büyük projem Irak'taki çocuklara yardım etmek.
"İNATÇI kişiliği" sayesinde İslam sanatının Louvre Müzesi'ne girmesini sağlayan Marthe Bernus Taylor "Beni çeken İslam kültüründeki mistik taraf olmuştur" diyor. Taylor, emekli olmasına karşın çalışmalarını sürdürüyor
Sedef Ecer
|
|
|
|
|
|
|
|
|