|
|
Kiralık katil..
"Küçük bir çocukken bir arkadaşıyla birlikte yanına iki sustalı alarak evden kaçtı.. Bir süre sonra yakalandı .. Askerliği sırasında radyo aksamı, tabanca ve bir de cip çalınca hapse atıldı .. Sonra da ordudan atıldı.. Serseri ruhlu genç Paris'e Pigalle'e döndü ve hayat kadınlarının ve Carlos isimli ünlü bir sübyancının yardımlarıyla yaşadı.. Aynı zamanda korumalığını yapan dostunun bir gün karısıyla beraber olduğunu öğrendi.. O dostu daha sonra bir cinayete kurban gitti.. Son karısı kendisini terk ettiğinde intiharı düşündü.." Bir karısı tarafından aldatılan, bir karısı tarafından da terk edilen ve intiharı düşünen bu adam, dünyanın gelmiş geçmiş en yakışıklı ve birçok kişiye göre dünyanın en efsanevi aktörü. Alain Delon .. Bir insan kiralık katil rolünü oynayarak ve filmin sonunda yalnız başına üzerine sıkılan bir kurşunla ölerek koskoca bir gençliğin idolü olabilir mi?.. Eğer adı Alain Delon' sa evet.. O kiralık katilin hayat karşısında bir duruşu vardı.. O kiralık katilin yaşadığı o pislik dünya içinde, vururken ve öldürürken, kendi içinde öldürmediği ilkeleri vardı.. Vurur, öldürür, ama arkadaşlarını hiç satmazdı .. Dostlarını polise gammazlamazdı.. Mimiksiz bir bakış, soğuk duran bir yüz ve onun üzerinden hiç eksik olmayan belli belirsiz bir hüzün.. Bir gün bir Noel gecesi Fransız televizyonunda saatler süren söyleşisini izlemiştim.. "Noel Bayramı'nı ailenizden kimlerle geçireceksiniz .." diye soruyordu sunucu.. "Ben mi?.." dedi, " Hiç kimseyle.. Sadece köpeklerim olacak evde.." O ciğerleri söküp alan dumanını üflemekten müthiş haz aldığım Gitane sigarasına onu filmlerde gördükten sonra başlamıştım.. Benim gençliğimin kahramanları asi ve serseri ruhluydular.. Otoriteye başkaldırırken acımasız, kendi dünyalarında kadirbilir ve dost.. Ve tabii YALNIZ.. O kahramanlar, benim bilinçaltımın derinliklerine bir daha sökülmeyecek biçimde kazındılar.. Sigarayı " beni yavaş yavaş zehirleyen bir katran tabakası olarak" göremememin müsebbibinin, hala bilinçaltımda yatan o serseri ve asi ruhlu gençlik idollerim olduğunu bilirim.. Bugün 69 yaşında, benim gençlik idolüm.. " Benim hayatım öylesine imkansız ki kimse altından kalkıp benim hayat hikayemi yazamaz " diyordu.. Aslında o imkansız olan hayatı, onunla aynı yıllarda yaşamış bir başka asi ve serseri ruhlu bir gençlik idolü kendisini anlatırken tanımlıyor.. O idolün adı da Aziz Nesin' dir.. "Kendime Öğüt " başlığıyla şöyle yazıyor: " Uslanma hiç, hep deli kal.. Büyüme sakın, çocuk kal.. Es deli deli, böyle kal.. Son harmanında sevdanın.. Tüken toz toz , savrula kal.. Suçüstü bulmalı ölüm.. Ölürken de sevdalı kal.."
Artık gençliğimin idolleri değişiyor.. Artık kadir ve dost bilir, asi ve serseri ruhlu kiralık katiller değil, kiralık kalemler "idol " oluyor..
|