| |
|
|
Baykal, Erdoğan'a İngilizce mi öğretsin?
Mustafa Sarıgül, arkadaşımız Balçiçek Pamir'le yaptığı söyleşide, özeleştiri de yapmıştı dün. Bazılarını hatırlayalım: Eksikliklerimi biliyorum. Entelektüel değilim bir kere. Ben de isterdim farklı konulardan konuşayım. Farklı konularda sohbet edeyim. Osmanlı tarihini öğrenmeyi isterdim. Diyalektik felsefe konuşabilmeyi de... Alman politikasını su gibi bilsem fena mı olurdu? Ama ben bunları bilmiyorum. İngilizcem o kadar iyi değil. Çat pat konuşuyorum, anlıyorum. İsterdim ki sular seller gibi konuşayım.. İşte bu yüzden çok iyi kadrolar kuracağım ben. Her işi en iyi bilene vereceğim. Deniz Baykal'ın kendisinden "Magazin bunlar" diye bahsetmesi belli ki, etkilemiş Sarıgül'ü.. Balçiçek Pamir'e "Beni ciddiye almadı. Beni o sözüyle öylesine kırdı ki " demesinden anlıyorsunuz bunu... Bana göre ise Sarıgül, bilinçli olarak asıl konuyu başka bir zemine taşımak için de bu şekilde konuşmakta. Şu anda CHP içinde de, Türk siyasi partiler yaşamında da öncelikli konu, liderlerin ve kadroların entelektüel birikimi değil. Çok iyi yabancı dil bilen, çok seçkin eğitimli liderleri de gördük. Yabancı dil bilmeyen, imam hatipli Tayyip Erdoğan, dünya politikacıları ile nasıl yakın diyaloglar içinde ve Türkiye'yi AB'ye en başarılı taşıyan politikacı o değil mi? Yani siyasi başarıya ulaşmak konusunda Deniz Baykal'ın Tayyip Erdoğan'a öğretebileceği bir şey var mı? Olsa olsa Baykal Erdoğan'a " This is a book " diye İngilizce öğretebilir. Kemal Derviş de Deniz Baykal'a hem Fransızca, hem İngilizce öğretebilir. Ama Kemal Derviş CHP'nin genel başkanı olamaz. Deniz Baykal da Türkiye'nin başbakanı olamaz, Tayyip Erdoğan oluyor. Şu anda öncelikli konu, "Parti içi demokrasi "dir Türk siyasetinde. Sisteme göre parti delegeleri genel başkanı seçiyor. Genel başkan milletvekili adaylarını belirliyor. Biz seçmenler de, bu tabloyu genel seçimlerde onaylıyoruz. "Mustafa Sarıgül Hareketi ", bunu belki CHP içinde değiştirebilir. Bu açıdan Sarıgül önemli bir iş yapıyor ve büyük bir risk alıyor. Diyor ki Sarıgül: Mesela Baykal'ın kenti Antalya'da halkın önüne sandıkları koyalım. CHP'nin başında Baykal'ı mı, Sarıgül'ü mü istediklerini oyları ile söylesinler. Yani mesele Baykal'ın "Magazin bunlar " diye görmesinden çok öteye bir boyut içermekte. Kurultay'da hep kazanan, ama genel seçimde hep yenilen bir siyaset tarzı, Sarıgül tarafından sorgulanmakta. Diyelim ki Baykal, Ertuğrul Günay'ı bile CHP'den ihraç edebildiğine göre, Mustafa Sarıgül'ü haydi haydi ihraç eder. Peki bu ihraçlar, CHP'yi iktidar yapar mı? Oysa CHP Sarıgül'e Kurultay'a kadar tahammül edebilirse, belki bu süreç AK Parti'yi de etkiler. Önümüzdeki genel seçimde milletvekillerini Tayyip Erdoğan değil de biz seçmenler belirleriz. Halkın devre dışı tutulduğu demokrasi olur mu hiç? Şu andaki siyasi partiler sistemimizde " Halk" var mı peki?
|