|
|
|
|
|
Burası sanki Rio de Popoiro
|
|
Dünyanın en prestijli takvimi Pirelli'nin 2005 tanıtımı için Rio de Janeiro'ya gittim. Takvim kızları nefes kesici. Brezilyalı kadınlarla ilgili izlenimim: Popoları ana gövdeden ayrı özerk bir cumhuriyet gibi...
İhtiyaçtan Brezilyalı manken aranıyor!..
Pirelli Takvimi'nin 2005 çekimleri insanlığa armağan olsun. Gittik, gördük, yutkunduk....
Yaptığım araştırmalar sonucu insanların Brezilya'ya gitme nedenlerinin dört ana başlıkta toplandığını söyleyebilirim. 1. Futbolcu görüp, beğenmek. 2. Rio Karnavalı'na kaynamak. 3. Birilerini üç beş milyon dolandırıp tüymek. 4. II. Dünya Savaşı sonrası, Nürnberg Mahkemeleri'nden yırtmak. Bu listeye bir maddeyi daha eklemek zorundayım: Pirelli'nin 2005 takvim tanıtımını görmek ve gelişmeleri yerinde izlemek.
1. Madde Mahmut Uslu ve Hakan Bilal Kutlualp'in tekelinde.
2. Madde Selahattin Duman'dan sorulur. Hatta bir caddenin adı ona verilmiştir. Rua Duman.
3 ve 4'üncü maddelerin bizde karşılığı zaten yok. Pirelli Takvimi'ni kendime mal etmekte bir sakınca görmüyorum, dahası fazlasıyla hak ettiğimi düşünüyorum. Neden diye soracak olursanız, alın size cevap: Profesyonel hayatım takvim yapmaklabaşladı. Daha o yıllarda basına bulaşmamıştım. Çorba kaynatma kontenjanından yıl sonları takvim, ajanda işleri yapardım. İlk yıl hazırladığım takvimde şubat ayını koymayı unuttum. Mallar elimde patladı. İkinci yıl herhangi bir ayı unutmadım. Ama onun yerine iki yıl öncesinin gün akışını koydum her nasılsa. Fena battım. Üçüncü yıl babam beni bir kenara çekti ve "bana zarar veriyorsun, acı çekiyorum" deyince bıraktık.
TAKVİM GELENEĞİNDEN GELİYORUM Sonra dergiciliğe soyundum ve takvim geleneğimi orada sürdürdüm. Esquire ve FHM için kusursuz takvimler yapıp tiraj rekorları kırdım. Anlayacağınız yaptığım takvimleri art arda dizseniz burdan Rio'ya yol olur. Sanırım ikna oldunuz. Ve şimdi dünyanın en prestijli takvimi olan Pirelli'nin 2005 takvimininprömiyeri için Rio'dayım. Bu yolculukta hamim, Korcan Karar. Korcan'ın "buraya kadar gelmişken seni Brezilyalı bir kızla evlendirelim" adlı çalışması da yazının yan hikayesi olsun. Kimi zaman yan hikayeler ana hikayeyi gölgeler. Endişeye mahal yok, yazı kontrolüm altında ve devam ediyor. Zaman farkı yüzünden metabolizmalarımız garip davrandı. Olmadık saatlerde acıktık, garip saatlerde uykumuz geldi. Prömiyerden iki saat önce acıkmış olmam sanırım dengeleri alt üst etmiştir. Korcan'la birlikte içimizin kıyılmasını bastırmak için sarımsaklı ekmek yedik. Sarımsaklı ekmek iki temel bileşenden oluşur: Ekmek ve sarımsak. Ancak burada sarımsak çok baskın ve biz baskın bileşene fena dadandık.
ÖZERK CUMHURİYET GİBİ... Sonuç: İki ejderha veya yürüyen sarımsak adamlar. Vebu halde geceye katıldık. Eğer Brezilya'nın iç kısımlarına bir göç hareketi olmadıysa sebep Pirelli Takvimi'nin kızlarıdır. Gerçi gece boyunca ağzımızı açmadık ama "çok derinden" gelen bir şeylerin geceyi berbat etmesinden de çekindik; sürekli manasızca sırıttık. 2005 çekimlerini 60 yaşındaki Fransız fotoğrafçı Patrick Demarchelier yapmış. Çekim boyunca kullandığı film rulosu kadar Trinitrin kullandığına bahse girerim. Çünkü kızlar gerçekten nefes kesici. Gezegenin en güzel kızları diyebilirim. Brezilyalı'sı, Alman'ı, Rus'u, Amerikalı'sı... United Colors of Kalp Krizi... Benim favorilerim Brezilyalı Adriana Uma ve Liliane Ferrarezi, Alman Julia Stegner, İsveçli Filippa Hamilton ve son olarak yine Brezilyalı Isabeli Fontana. Korcan'a sıradan insanın bu kızlarla evlenme ihtimalinin uzay gemisisahibi olmakla aynı olduğunu söylediğimde sarımsaklı ekmek yediğimi unutmuştum... Şimdi biraz da Brezilyalı kadınların popolarıyla ilgili izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Nasıl oldu, nasıl gelişti, evrim sürecinin neresinde hamili kart yakinimdir muamelesi gördü bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa bu popolar ana gövdeden ayrı, özerk bir cumhuriyet gibi. Kendi dünya görüşü, karakteri, tavrı, duruşu var. Zapt etmek mümkün değil ve dahası ayrı kimlik ve pasaportları olmalı. Dediğim gibi sebebi nedir bilemiyorum. Bundan sonra, Selahattin Duman'ın başlattığı ve yarıda bıraktığı bu araştırmaya adayacağım kendimi... Peki tıraşı bırak, Rio nasıl bir yer diye soracak olursanız, dünyanın en komplekssiz yeri derim. Ve yol çok uzun diye de bu yazıyı bitiririm.
|
|
|
|
|
|
|
|
|