Ona her konuda ne kadar çok şey borçluyuz
Ben bir tasarımcıyım. Duygularımı ifade etme biçimim kelimeler değil, tasarladığım kıyafetlerdir. Bu nedenle 'ulu bir insan'a olan duygularımı, seçtiğim anılar ve onun için söylenen sözlerle ifade etmek istedim....
"Bir yanıyla insanın temel ihtiyacı olan giyim, her zaman belli kültürel belirtilere uyarak temel ihtiyacın ötesinde anlam kazanmıştır. Giyim aynı zamanda bir kişisel dışavurum aracıdır ve kullananın kişiliği hakkında bir mesaj verir." Bu satırlar, Cumhuriyet döneminde günlük hayatı anlatan 'Türkiye'de Günlük Hayat' isimli bir kitaptan... 29 Ekim'in coşkusunu, 10 Kasım'ın hüznünü yaşadığımız şu günlerde ve ayrıca 25 Kasım 1925 Şapka ve Kıyafet Devrimi'ni de anımsayarak sizlerle Atatürk'ün giyinmek fiiline yaklaşımı üzerine bazı anılarını paylaşmak istedim...
KELİMELER YETERSİZ... Bu yazıyı yazmaya başlamadan Atatürk ile ilgili birçok kitap okudum. Öncelikle moda ya da o dönemki adıyla giyim, kuşama olan bakış açısına dair bugüne kadar bildiklerimden daha fazla, daha detaylı bilgiler bulur muyum diye araştırdım. Özellikle fotoğraflarla hayatını anlatan kitapların sayfalarını çevirdikçe, gördüğüm fotoğraflardaki Atatürk'ü ifade etmeye çalıştım. Bulabildiğim kelimeler yetersiz geldi. Bazen yorum yapmamak gerektiğini düşündüm. Sadece ne kadar şanslı olduğumu tekrar hissedip, gururlanıyorum. Moda adına ülkemizin, kısa bir süre içinde gelmiş olduğu noktaya bakıp, O'na her konuda olduğu gibi ne kadar şey borçluyuz.
MARTİNO'NUN ANILARI Atatürk'ün gömlekçisi Petro Martino hatıralarını şöyle anlatıyor: "Ponje ipekten başka gömlek giymezdi ve yerli sanayi kuruluncaya kadar da gömlekleri Japonya'dan, Fransa'dan gelirdi. Ondan sonra bir daha da ecnebi kumaşından gömlek giydiğini görmedik." "Bir seferinde Kemalat anlatmıştı. Ata'ya beyaz desen üzerine kırmızı, mavi, mor, nefti yeşil, pembe, turuncu, lacivert kalın çizgili bir sandık Lyon ipeklisi Fransa'dan hediye gönderilmiş. Büyük Önder, kumaşlara bakmış, mavi çizgili ipekliyi ayırıp; 'Bu' demiş, 'Dost rengidir...' Sonra da kırmızı ipekliyi işaret edip, Bu da benim rengimdir... Bana bunlardan iki gecelik entarisi dikiniz. Diğerlerinden de hanımlara rob yapınız.' O, dostluk konusundaki fikirlerini telkin etmek, milletine duyurmak için en ufak fırsatlardan bile istifadeyi en iyi bilen büyük bir liderdi. İstediği pabuçların rengini söyler, cinsini ve şeklinin intihabını daima bana bırakırdı." "...O devirde ithalat serbest olduğu için Türkiye'ye dünyanın her köşesinden kumaşlar geliyordu. Yerli sanayimizde İpekiş kumaşlarının nefasetinden bahsedince, hemen emrettiler, araba hazırlandı ve o zaman Ankara'da bulunan İpekiş Fabrikası'na beni gönderdiler ve dört kostümlük kumaş kestirmemi istediler. Vatanperver olan Büyük Ata, aynı zamanda çok da milletperverdi. Türk kumaşını, yerli malını en klas Avrupa mamülüne bile değişmezdi. Nitekim ondan sonra hep yerli malı giymeye başladı. Giyim kuşamda mübalağaya kaçmayan fantezi severdi. Avrupa modasını yakinen takip eder, fakat kendine yakışmayanı asla giymezdi. Onun kadar zarif giyinen bir insan az gördüm desem yeridir." Son zamanlarda çıkmış, İstanbul doğumlu İngiliz yazar Andrew Mango tarafından yazılmış "Atatürk" kitabında yer alan, bir Daily Mirror muhabirinin 1923 yılında Mustafa Kemal ve genç karısının yaptığı bir tren yolculuğu sırasında aldığı notta ise şöyle diyor:
OLAĞANÜSTÜ BİR LİDER "Gazi'nin üzerinde tüvid bir takım, külot pantolon ve rugan pabuçlarıyla tezat oluşturan bisiklet çorapları vardı. Latife ise at binme pantolonu ile mahmuzlu uzun çizmeler giymiş ve başına parlak renkli ipek bir eşarp bağlamıştı. Türkiye'den başka hiçbir kadının giymeye cesaret edemeyeceği bu kılığı gören Türkler şaşkına dönmüştü. Bu kıyafetler; camları kırık, elektriği ve ısıtma sistemi çalışmayan trende, yolcuları sıcak tutmaya yarıyordu." Aynı kitapta, Prof. Geoffrey Lewis Atatürk için "O tek bir insanın neler yapabileceğini gösteren 20. yüzyılın olağanüstü lideri" diyor.
'FOTOĞRAFLARLA ATATÜRK' Bu yazım için fotoğrafı, Cumhuriyet'in 75. yılı nedeniyle Kasım 1998 tarihinde Vehbi Koç Vakfı Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü tarafından, Atatürk'ün daha önce yayınlanmamış fotoğraflarından hazırlanan ve sadece 2000 adet basılmış özel bir 'Fotoğraflarla Atatürk' kitabından seçtim. Ben bir yazar değil, tasarımcıyım. Duygularımı ifade etme biçimim kelimeler değil, renkler, kumaşlar, tasarladığım kıyafetlerdir. Bu nedenle 'ulu bir insan' için olan duygularımı, özlemimi biraz olsun anlatabilmek, giyim, kuşama dair vizyonunu seçtiğim anılar, notlar ve onun için söylenen sözlerle ifade etmek istedim. Hepinize iyi haftalar diliyorum.
Dilek Hanif
|