| |
|
|
Eşber Yağmurdereli tavla ustasıymış
Gazeteci-Yazar Emin Karaca iyi arkadaşımdır. Çelebi, halim selim görüntüsünün aksine fırtınalar yaratacak satırları kitap eder, yayınlar ve geleceğe geçmişten yollar döşer. Geçen gün Cihangir'de, 'gariban laylası' adını taktığımız Firuzağa kahvelerinin orada rastlaştık. Yanında eski gazete arkadaşlarımızdan grafik cambazı Muzo da vardı.
Vay canına yahu!.. Laf attım: - Yahu gelin bir çayımı için, nedir bu selamsız halleriniz. Meğerse lafa öyle bir dalmışlar ki bakarken bile görmüyorlarmış ortalığı. Emin'in başında hani o Orhan Kemaller'in filan da taktığı Bogart şapkalarından. Siperlik kısmını kaldırıp diyor ki: - Görmedik vallah. Ama işimiz acele Savaşcım. Eşber Abi'yle tavla oynamaya gidiyoruz. Şaşıracaksınız ama Eşber Abi (Yağmurdereli) görmediği halde çok iyi tavla oynuyormuş. Nasılını sordum anlattı Emin. Dedi ki: - Görsen aklın yetmez valla. Şöyle parmaklarını bütün pulların üzerinde hafifçe bir kere gezdirsin en az üç-dört el bir daha kontrol etmeden oynar. Çok zordur tavlada yenmek onu.
Masam kitap doldu Sonra kitaplardan, yeni projelerinden bahsetti ayak üstü. Bana göndersene deyince de söz verip, tuttu sözünü Emin. Dün geldiğimde baktım masamın üzerinde biblo tadında duruyor kitaplar. Hele durun bakalım okuyayım, hatmedeyim aradan satırlar, bölümler çeker alır, buraya yazar sizinle de paylaşırım kısmetse...
|