|
|
|
|
|
|
Genelkurmay'ın tercihi silah değil, diplomasi
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Başbuğ, Kerkük'e müdahale konusunda ABD ile bir anlaşma yapılmadığını, sorunun diplomatik yollardan çözülmeye çalışıldığını söyledi.
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kerkük'ün geleceğinin Irak Kürtleri tarafından fırsata dönüştürülme düşüncesinin bir iç savaşa yol açabileceği uyarısında bulundu. AB İlerleme Raporu'ndaki "azınlık" vurgusunu da eleştiren Org. Başbuğ, "Türkiye üniter bir devlettir. Bunu tartışmaya açmak TSK tarafından tasvip edilemez" dedi. Org. Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında şunları söyledi:
* KERKÜK'TEN İÇ SAVAŞ ÇIKABİLİR: Kerkük'ün demografik yapısını değiştirmeye yönelik faaliyetleri dikkatle izliyoruz. Sorun, Kerkük'ün geleceğinin Kerkük halkı tarafından tayin edilmesi ihtimalinin, Irak Kürtleri tarafından fırsata dönüştürülme düşüncesidir. Kerkük bölgesindeki petrol yataklarının Irak petrol yataklarındaki payı yüzde 12. Yüzde 12'lik petrol gelirini bir gruba verirseniz, çatışmaya yol açarsınız. Kerkük, Irak'ın iç işidir ama basit bir konu değildir. Alınacak yanlış kararlar, iç çatışmaya hatta iç savaşa yol açabilir. Kerkük'ten doğan iç savaş çıkarsa, Türkiye'nin bu konudan etkilenmeyeceğini düşünmek saflık olur. Böyle bir gelişmenin Irak'ın iç işi olarak kalma ihtimali düşük. Bu nedenle diplomasi yolunu deniyoruz.
* KERKÜK'E MÜDAHALE TARTIŞMASI: Kerkük'e müdahale konusunda ABD ile aramızda herhangi bir anlaşma yok. TSK'ya atfen bir-iki gündür gazetelerde harekat planlarına ilişkin spekülatif haberler yer aldı. Evet Kerkük ile ilgili önümüzde kritik bir dönem var. TSK olarak, "ihtimalat planlaması" yapıyoruz. Bu, bizim görevimiz. Böyle bir planlama yaparsınız, şartlar nasıl gelişirse, devletin tutumu ne ise TSK'nın tutumu da o olur.
* MİLLET KAVRAMI DERSİ: Bölücü terör örgütü ve paralelinde hareket edenlerin, kimliklerinin anayasal güvenceye alınması ve kendilerinin iki kurucu ulustan biri olarak anayasada yeralmasını ifade ettikleri görülmektedir. Bu kültürel hakları yeterli görmediklerinin ve konunun siyasal alana taştığının göstergesidir. Millet parçalardan ibaret gösterilirse, bu devletin parçalanmasına giden yolu açar.
* AB SÜRECİNDE ASKERİN KONUMU: TSK olarak, AB sürecinde, objektif ve doğru olanı, doğru zamanda ve doğru yerde söylediğimiz zaman, hiçbir şeye zarar vereceğimizi düşünmüyoruz.
* ASKER-SİVİL İLİŞKİLERİ: Bizim için en önemli belge AB Tavsiye Raporu'dur. Bu raporda sivil - asker ilişkileri hakkında sadece bir cümle yer almaktadır. İronik olan husus, bu konudaki aşırı önerilerin yurtdışı yerine yurtiçinden gelmesidir.
* GAYRİ RESMİ YOLLARI KULLANMA GÜ- CÜ: İlerleme Raporu'nda, TSK'nın resmi olmayan yolları kullanarak etkisini sürdürdüğüne ilişkin bir cümle yeralmakta ve yapılan brifingler bu kapsamda gösterilmektedir. Bu yöntemle, basının doğruluğu tartışmalı kaynaklar üzerinden spekülatif bilgi almasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
* KIBRIS'TA SON DURUM: Çözümsüzlüğün nedeni olarak kimse ne Türkiye'yi ne de KKTC'yi sorumlu gösterebilir. Ayrı ayrı ve eşzamanlı referandum yapılması ise Ada'da iki halkın varlığını ve bunlardan birinin diğerini temsil etmediği gerçeğini teyit etmiştir.
Okan MÜDERRİSOĞLU / Işıl ABIŞLIGİL ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|