|
|
|
|
Sekiz yaşındaki kızımın çeyizini bile hazırlamıştım
Bet-İsrael Sinagogu'ndaki patlamada kızını ve annesini kaybeden Tily Rubinstein Talu tüm hayatını kızına adayan mutlu bir kadınken bir yılda adeta yaşayan bir ölüye döndüğünü söylüyor.
Şişli'de Bet-İsrael Sinagogu'ndaki patlamada 8 yaşındakı kızı Anette ve 85 yaşındaki annesi Anna'yı kaybeden Tily Rubinstein Talu'nun acısı, olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hala ilk günkü tazeliğini koruyor. Evin her yerini kızı ve annesinin fotoğraflarıyla dolduran Tily Rubinstein Talu ile bu acı olaydan sonra yüz felci geçiren ve işini kaybeden eski eşi Gabi Talu, değişen yaşamlarını anlattı.
* Acınızı tekrar hatırlatmak istemiyoruz aslında ama... T.R.T.: Hiç aklımızdan çıkmıyor ki. Acımız hiç bitmiyor. İkisi de çok kıymetliydi. Annem çok değerli bir insandı, babasına 100 yaşına kadar bakmış, mide kanseri olan babama yıllarca baktı, bana çok iyi baktı, torununa mükemmel bir büyükanneydi. Kızımsa son derece canlı, hareketli, pırıl pırıl bir çocuktu. Çok yetenekliydi, özellikle müzikle arası çok iyiydi. Cumartesi günleri İbranice öğrenmeye gidiyordu, büyükanne de ona refakat ediyordu. Bu olayı bir kader falan değil, tamamen tedbirsizlik olarak görüyorum. Ayin saatlerinde barikat kurulması, yolun trafiğe kapanması talep edilmişti polisten. Diğer taraftan bizimkiler de tehditleri cemaatin yarısına söylemişler, yarısı bilmiyordu. Ben bilmeyenler arasındaydım.
* Neler hissediyorsunuz; bir anne, evlat olarak? T.R.T.: Ben hayatımda kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmedim. Yani her türlü zorluğu bir şekilde aşabilecek kapasitede gördüm kendimi ama ölümün karşısında (dalıp gidiyor)... Ve kabullenmiyorum, hiç kabullenmiyorum, içimde yaşıyorlar. Geleceğe dönük projelerimiz vardı. Mesela ben kızıma bütün müzeleri, camileri, kiliseleri gezdirdim. Niye? Sanattan da zevk alsın, rafine olsun istedim. Bale, dans, org, piyano, yüzmeyle ilgileniyordu. Bu sene satranç ve tenisi istiyordum kendisi için. Tek çocuk olunca insanın gözbebeği oluyor. Baba için de öyle. Biz ayrılmıştık fakat Anette ortak paylaştığımız bir sevgiydi. Her zaman gelirdi, görürdü, ona güzel hediyeler alırdı.
* Sinagoga hep aynı saatlerde mi giderlerdi, yoksa o gün farklı mıydı? T.R.T.: Genelde aynı saatlerde gidiyorlardı, o gün belki sandalye bulmak için biraz daha erken gitmişlerdi.
BİRİSİ KURTULUR DİYE UMDUK * Patlamayı duydunuz mutlaka, bir anlam verebildiniz mi? T.R.T.: Anlayamadım. 10.05'te televizyondan öğrendim. Hemen eşime haber verdim, arabayla gittik. Ondan sonra bütün hastaneleri dolaştık maalesef boşuna. Kimsenin dili varmadı söylemeye. Gabi Talu: Aslında anlamıştık. İkisi de çok sorumluluk sahibiydi, sağ olsalardı ne olursa olsun bir şekilde eve, bize ulaşırlardı. T.R.T.: Annem başlarda bulunamamıştı ama ben onun da orada olacağını anladım. Çünkü çocuktan hiç ayrılmazdı. Ama hiçbir ihtimali de gözardı edemedik. Hiç olmazsa belki birisi kurtulur diye umduk. Ama zaten birbirleri olmadan da yaşayamazlardı. Fakat olanları hiç şaşırmadım, bekliyordum.
* Yani bu endişeyle mi yaşıyordunuz? T.R.T.: Gidişatın kötü olduğu belliydi açıkçası. Bir müddet gitmeyin diyecektim ama iş güç arasında söyleyemedim.
* Bir yılda hayatınızda ne değişti? T.R.T.: Yaşayan bir ölü gibiyim. Bizi ölü zengini yaptılar. Aileyi yok ettiler. Yaşamanın hiçbir anlamı kalmadı. Hep ben öleceğim diye düşünüyordum, "Kızıma kim bakar?" diyordum.
* Kızınızla annenizin öldüğü sinagoga gidebildiniz mi? T.R.T.: Yüzleşmem lazım dedim, bir akşam geçtim. Kendimi boya satan dükkanın içinde hüngür hüngür ağlarken buldum.
* Geçtiğimiz haftalarda açılan Neve Şalom Sinagogu'nda çok ağladığınızı biliyorum... T.R.T.: O da çok zordu benim için. Fakat Neve Şalom'a, her ne kadar tanımıyorsam da, özellikle yavrusunu kollarına alamadan hayatını kaybeden Berta'ya, Ahmet'e ve orada hayatını kaybeden tüm insanlara bir saygı olarak gittim. Yani insan üstü bir gayret sarf ederek onların anısı önünde eğilmeyi bir görev telaki ettim. Yani ne için yaşıyorsunuz diye soruyorsanız; dualarını etmek, anılarını yaşatmak, mezarlarına bir çiçek koymak, onları bir şekilde yaşatmak için yaşıyorum. Kızın çeyizi hazır, var mı böyle bir şey? 7 yaşında iki daire sahibi yaptım onu, sıkıntı çekmesin diye.
|
|
|
|
|
|
|
|
|