11 Eylül'dü...
Uçak biletlerini haftalar önce internet aracılığıyla aldılar. Sisteme ısrarla giriş yapmalarına rağmen, kredi kartı bir türlü kabul edilmeyenler, eylemden bir gün önce nakit ödeyerek biletlerini ceplerine koydular. Hepsinin yerleri uçakların en ön sıralarındaki koltuklardı. Sabah uçuş saatine yarım saat kala havaalanına gittiler. Çantalarındaki yegane silah, uçları çok keskin olan karton kesicilerdi. Başka mühendislik aletleriyle birlikte, takım olarak bir kutuda yer aldıkları için dikkati çekmemişlerdi. Hatta... Bazı korsanların üzerlerindeki metal cisimler "x-ray" cihazında sinyal verdiği için, havaalanı polisleri tarafından elle kontrolden geçirildiler. Temizdiler. Uçaklara binmelerine izin verildi.
*** Eyleme başlamak için fazla beklemediler. Dört uçak da havalanır havalanmaz, en ön sıradaki korsanlar ayağa kalkarak, ellerindeki karton kesicileriyle bir anda dehşet yarattılar. Önlerine çıkanların boğazlarına bıçaklarını dayadılar. Cep telefonuyla yakınlarını arayan yolcular; mürettebattan ve yolculardan bir kaçının, koridorda uzanmış cansız bedenlerini gördüklerini anlattılar. Yarattıkları dehşetle, birkaç saniye içinde pilot kabinlerinin kilitli kapılarını açtırarak uçakları ele geçirdiler. Muhtemelen, kokpite girer girmez koltuklarında neye uğradığını şaşıran pilotları da öldürdüler. Uçaklar artık korsanların kontrolündeydi. Her uçaktaki beş korsandan yalnızca biri uçuş eğitimi almıştı. (Sadece düşen son uçakta dört korsan vardı!) Diğer korsanlar, arka taraftaki yolcuları kontrol altında tuttular. Ellerinde bomba olduğunu söylüyorlardı ama bu doğru değildi. İlk uçak saat 8.45'te Dünya Ticaret Merkezi'nin Kuzey Kulesi'ne çarptı. Bundan tam 20 dakika sonra bir başka uçak da Güney Kule'yi vurdu. Yaptıkları hesaba göre, ilk kulenin 15-20 dakika içinde çökmesi gerekiyordu. Yani ikinci uçak Manhattan üzerine geldiğinde ilk kule çökmüş olmalıydı. Öyle olmadığını gören ikinci uçaktaki terörist, çökmeyi çabuklaştırmak için uçağın burnunu son anda hızla aşağı doğru çevirdi. Nitekim sonradan vurulmasına rağmen, -üstteki katların baskısı arttığı- için ikinci kule daha önce çöktü. Amaçları kuledekilerin tahliyesine zaman bırakmamaktı ama öyle olmadı. Üçüncü uçak da Pentagon'un (beşgen binanın) tam ortasına vuracaktı. Ancak fazla alçalınca kanadı yere vurdu ve binanın yan duvarına çarparak infilak etti. Dördüncü uçağın hedefi Washington'daki Kongre Binası'ydı. Ne var ki uçaktaki yolculardan birinin cep telefonuyla yakınlarını araması ve yolcuların New York'taki dehşeti böylece öğrenmeleri her şeyi değiştirdi. Onlarca kişi cep telefonlarını açarak yakınlarına ulaşmaya çalıştı. Bir anda herkes telefonla konuşmaya başladı. Uçağın elektronik sistemleri kilitlendi ve dördüncü uçak Pennsylvania'da yere çakıldı.
*** Bütün bunları neden aktarıyoruz? Üç yıl önce hafızalara "tarihin en büyük terör eylemi"olarak geçen 11 Eylül, "planlayanlar ve gerçekleştirenler" için aslında "tam olarak başarıya ulaşamamış" bir eylemdi. "Tam olarak" hedefleri neydi öyleyse? Salıya bu köşede... Ve SON!
|