|
|
|
|
|
|
Rıfat Ilgaz'ın da gözleri maviydi diyen polis
Aydın Ilgaz, dört yaşında hapishane ziyaretleriyle hatırladığı babası için "Başınızı belaya sokan vazgeçemediğiniz bir arkadaş gibiydi. Hani içkiye alıştırmıştır seni, bilirsin ama adamla oturup içki içmek de çok hoştur. Vaz geçemezsin. Sabah da kalkamazsın" diyor. En çok da hangi yaşta olursa olsun hiç pes etmemesi, hep inatçı ve umutlu olması etkilemiş Aydın Ilgaz'ı: "Bir insanın 71 yaşında yediği darbelere rağmen hala ayakta olması şaşırtıcı bir şey. Devlet sanki bir prototip gibi seçmiş. Örneklemiş. 'Bu adam gibi olmayın, yoksa başınıza bunlar gelir' diye. Babam 'aslında Nazım Hikmet'in düşüncelerinde olup da Nazım gibi yazmamaya dikkat ettim' diyor.Bir sivil polis de bir toplantıda 'biz onun Nazım gibi meşhur olacağını düşünerek önceden tedbir aldık. Nazım'da bunu atlamıştık. Rıfat Ilgaz'ın da gözleri maviydi diyor".
HER YERDE BİRİ TANIYORDU Rıfat Ilgaz'ın halka malolması oğlu Aydın Ilgaz için her zaman sürprizlere yol açmış "Diyelim bir devlet dairesi, bir problem var, biri çıkıyor Rıfat Ilgaz'ı tanıyor, senin işin kolaylıkla oluyor. Bu bizim yukarıdan beklediğimiz büyük torpiller falan değil, küçük torpilcikler. Daha çok halkın onu tanımış olması. Mesela hiç tanımadığım bir taksi şöforu bana Rıfat Ilgaz'dan 'böyle insanlar da var' diye bahsederdi... Elektrik idaresinden bir çocuk gelmişti yayınevine. 'Kimin kitaplarını basıyorsunuz' diye sordu. Rıfat Ilgaz'ın deyince 'Sarı Yazma romanında Fikriye diye bir sevgilisi vardı, ne oldu o kadın' dedi... İnanamadım, 'Sen gerçekten Sarı Yazma'yı okudun mu' diye sordum. 'Ben bütün kitaplarını okudum' dedi. Geçenlerde Gerede'de bir yerde balık yemiştik. Aramızda konuşuyoruz, Rıfat Ilgaz falan deyince garson çocuk 'Ben Rıfat Ilgaz'ı tanırım' dedi, 'Oğluyum' dememle hiç ilgilenmedi. Başladı kitaplarını anlatmaya. Ve bulamadığı bir kitabınan söz etti. Buna benzer yüzlerce hadise var."
|
|
|
|
|
|
|
|
|