|
|
|
|
|
|
Hababam sınıfı'nın bilinmeyen öyküsü
Yarım asırdır popülerliğini yitirmeyen Hababam Sınıfı'nın anıları şimdi de bir kitaba konu oldu. Efsanenin yaratıcısı Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın Ilgaz, Hababam'ın gerçek kahramanlarını yazdı.
Dolmuş dergisinin sütunlarında, 1956 yılında tefrika olarak başlayan Hababam Sınıfı bugün herkesin bildiği bir efsane. 78 haftalık tefrikadan sonra romana dönüşen, oyunları sahneye konan ve dokuz ayrı filmi çekilen Hababam Sınıfı'nın öyküsünde pek çok bilinmeyen var. Yazarı Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın Ilgaz "Sınıf'ın Efsanesi" adlı kitabında bu edebiyat klasiğimizin kimi zaman hüzünlü, kimi zaman komik hikayesini anlattı.
KABATAŞ İLHAM VERDİ Kabataş Lisesi'nin ünlü hocalarından biri olan Sallabaş Kemal romandaki yerini başka bir isimle aldı. Hababam Sınıfı sansür kurulunun "Bir öğretmene Kel Mahmut dedirtmeyiz" diyen üyeleri yüzünden uzun süre filme çekilemedi. Kel Mahmut'a ilham veren Rıfat Ilgaz'ın Kastamonu'daki öğretmeni Nihat Dicle'ydi. Nihat Dicle yıllar sonra Hababam Sınıfı filmini izledikten sonra Ilgaz'a yazdığı bir mektupta "Bana verdiğiniz Kel Mahmut rolünden dolayı size minnettarlığımı, takdirlerimi, gurur ve iftihar duygularımı iletmektir amacım" diyecekti. Aydın Ilgaz
*** Hababam Sınıfı'nın bilinmeyen öyküsü
Aydın Ilgaz babası Rıfat Ilgaz'ın 'Artık beni aştı' dediği eseri Hababam Sınıfı'nın öyküsünü, bilinmeyen yanları, hiç konuşulmayan anılarıyla yazdı.
Yetmiş yaşında bir adam... Elleri kelepçeli, gözleri bağlı, Cide sokaklarında otuz-kırk mavi bereli jandarma erinin arasında üç kilometre boyunca yürütülüyor. Ciğerlerinin üçte ikisi yok, bacakları ağırıyor, öksürüyor... Fakat bütün bunlara rağmen beyaz saçlarıyla dimdik yürüyor. Takvimler 1980 yılını gösteriyor. "Cide'nin papazını yakaladık" diyorlar. Yirmi yıl önce, sıkıyönetim altındaki Kastamonu'nun Cide ilçesinde bu yaşlı adamı böyle yürüten ilçenin doğa harikası sahilindeki kereste fabrikadan yükselen pis koku ve duman üzerine yerel bir gazeteye yazdığı yazı... Bu yaşlı adamı fabrikanın kafeteryasında, içki eşliğindeki bir yemekte sıkıyönetim komutanına "komünist" diye ihbar eden fabrika sahibinin de, sıkıyönetim komutanının da bu yaşlı adamın iflah olmaz bir muhalif olduğundan haberi yok... Çünkü yerel gazetedeki o yazının altındaki Rıfat Ilgaz imzası vardı. Oğlu Aydın Ilgaz, hep inatla muhalif kalan, iyimserliğini hiç yitirmeyen Rıfat Ilgaz'la yaşadıklarını, Hababam Sınıfı'nın öyküsünü 'Sınıf'ın Efsanesi' adlı kitapta bu güne kadar anlatılmayan, konuşulmayan yanlarıyla yazdı. Rıfat Ilgaz'ın öğrencilerini ve eğitim sistemini anlattığı ilk kitabı 1944 yılında yayınlanan ve 25 gün sonra toplatılan Sınıf'tı. Sınıf yüzünden altı ay hapis yatan Rıfat Ilgaz 12 yıl sonra, 1956'da bu defa İlhan Selçuk'un Dolmuş'unda bir tefrika olarak Hababam Sınıfı'na başladı. Böyle bir tefrika için İlhan Selçuk "Adı ne olsun?" diye sordu. Rıfat Ilgaz "Sözgelimi... Haytalar Sınıfı... Hababam Sınıfı... Daha..." "Hababam Sınıfı güzel" dedi İlhan Selçuk ve 78 haftalık yazı dizisinden sonra yarım asır ötesine uzanacak efsane de başladı. Engeller sürüyordu. Kitap 1961 yılında dini kitaplar yayınlayan bir yayınevi tarafından basılabildi. Ancak Rıfat Ilgaz 1984 yılına kadar telif alamadı. İlk kez Ulvi Uraz tarafından sahneye konan Hababam Sınıfı filmin çekildiği 1974 yılına kadar hep kapalı gişeydi. Oğuz Aral'ın yönettiği 'Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı' Elhamra sinemasında 130 hafta oynamış ve 50 binden fazla seyirciye ulaşmıştı. Filmleri ise milyonlarca kişi tarafından hala izleniyor.
Cengiz Erdinç
|
|
|
|
|
|
|
|
|