| |
|
|
YÖK Başkanı Teziç'in canını sıkan konuşma
Perşembe akşamı Boğaziçi Üniversitesi'nde rektörlük devir teslim töreni vardı. 141 yıl önce, 1863'te kurulan üniversitede ilk kez bir kadın rektörlüğe geliyordu. Kahkaha ve gözyaşlarıyla bezeli törende, 2000'den beri rektör olan Prof. Sabih Tansal, görevi Prof. Ayşe Soysal'a devretti. Tören konuşmaları arasında, bence dikkati en çok çeken, öğretim üyeleri adına, tarih profesörü Zafer Toprak'ın yaptığı konuşmaydı. Prof. Toprak bir kadının rektörlüğe getirilmesinin niye çok önemli olduğunu bize anlattı. Bunu yaparken, 'ideolojik' laflar etmek yerine, bir bilim insanına yakışır biçimde, rakamlara başvurdu. Ve dananın kuyruğu koptu! Nasıl mı? Prof. Toprak, 'Birleşmiş Milletler'in hazırladığı 'İnsani Gelişme Raporu'ndan örnekler verdi. Rapor ülkeleri çeşitli açılardan gelişmişliklerine göre sıralıyor. Bunlardan biri de Toplumsal Cinsiyete Bağlı Gelişme Endeksi. Bu endeks özellikle kadınların durumunu göz önüne alıyor: Yaşam beklentisi, okur yazarlık oranı vs. vs. Türkiye genel sıralamada 177 ülke arasında 70'inci durumdaydı. Komşularımız Yunanistan 25'inci, Bulgaristan ise 48'inci sırada. Prof. Toprak rapordaki başka verilere de dayanarak Türk kadınının hiç de iç açıcı durumda olmadığını gösterdi. Salondakiler bu çarpıcı verileri tepki vermeden dinledi. Herkesin zihninden, "Evet parlak değiliz ama gelişiyoruz işte..." cümlesi geçiyordu büyük olasılıkla. Taa ki... Evet taa ki Prof. Toprak başka bir karşılaştırma yapana kadar! "Türkiye'de kadın parlamenter oranı yüzde 4.4, halbuki bir İslam ülkesi sayılan güney komşumuz Suriye'de bu oran yüzde 12..." deyince dinleyiciler koltuklarında söyle bir kıpırdadı. Ardından ikinci cümle geldi: "Üst düzey kadın yönetici oranı Türkiye'de yüzde 7. Komşumuz İran'da ise bu oran yüzde 13..." Bu kıyaslamayı yaparken Prof. Toprak'ın tek amacı, Prof. Ayşe Soysal'ın değer ve öneminin altını çizmekti. Ancak bu sözlerden sonra kıpırdanmalar ve mırıldanmalar iyice arttı. 'Akademik camia' gerçeklerden rahatsız olmuştu. Nasıl olur da Atatürk'ün Cumhuriyet'i, mollaların yönettiği İran'dan herhangi bir konuda, özellikle de kadınlarla ilgili bir alanda 'geri' olabilirdi? Olamazdı, olmamalıydı, olmasındı. O konuşmadan sonra, başta YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç olmak üzere, kürsüye gelenler bu verilere cevap yetiştirme çabasına girdi. "Evet ama..." diye başlayan cümleler kuruldu. Neyse ki sonra günün mana ve önemi hatırlandı da... Tören sıcak, şirin, samimi bir biçimde sona erdi.
|