IMF'nin uyarıları
Tam 7 yıldır Türkiye'nin ekonomik politikalarına aralıksız damgasını vuran IMF'ye göre olumlu gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisindeki kırılganlıklar hâlâ devam ediyor. Bu değerlendirme IMF'nin internet sitesine dün konulan bir raporda yer aldı. IMF'nin olağan konsültasyon sonrası hazırladığı raporda, son birkaç yıllık dönemde Türkiye'nin sağladığı başarılar ve ekonomik performansı övülüyor ancak ciddi uyarılar da yer alıyor. Hızlı büyüme, enflasyonun aşağı çekilmesi, yüksek faiz dışı verilerek borç oranlarının iyileştirilmesi, piyasa güveninin yeniden sağlanması, reel faiz oranlarının aşağı çekilmesi ve ekonominin dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gibi gelişmeler hükümetin başarı hanesinde yer alıyor ve IMF tarafından da dikkat çekiliyor. Asıl üzerinde duracağımız uyarı bölümlerinde ise IMF İcra Kurulu, bu "etkileyici" performansın sürdürülmesinin önemini vurgulayarak, neler yapılması ve nelerden kaçınılması gerektiğini sıralıyor. IMF diyor ki: "Kamu borcunun boyutu, kısa vadeli olması ve borcun önemli bir bölmünün yabancı para cinsinden olması Türkiye'yi bir döviz ya da faiz şokuna karşı savunmasız bırakıyor." Bunun Türkçesi şu: "Faiz ya da kurda ani bir sıçrama olduğu takdirde her yıl yüksek düzeyde iç ve dış borcu döndürmek zorunda olan Türkiye zor anlar yaşayabilir." Bu nedenle kamu maliyesi tarafındaki uyumun kalitesi artırılmalı ve yapısal reformlar hızlandırılmalı. Mesela sosyal güvenlik reformu gerçekleştirilmeli ve vergi sistemi (kaçakları önleyecek, sistemi basitleştirecek ve vergi tabanını genişletecek şekilde) iyileştirilmeli.
IMF uyarınca dikkate alınıyor Buradaki tespit ve değerlendirmelerde bir fevkaladelik yok. Bizdeki iktisatçı, bürokrat ve analistlerin de sık sık dile getirdiği konular bunlar. Ancak uyarıyı yapan IMF olunca iş değişiyor; uyarılar biraz daha "dikkate alınır" oluyor. Eylül'deki stand-by görüşmeleri öncesi bu uyarıların yapılması bu nedenle anlamlı oldu. IMF de, bizler gibi, iç talepteki hızlı artışa ve bunun cari işlemler açığı üzerindeki etkisine dikkat çekmiş. O da bizim gibi "Bu alandaki gelişmeleri yakından izleyin ve gerekirse acil önlem alın" demiş. Bu açıdan bakıldığında IMF'nin söyledikleri ile Merkez Bankası'nın uyarıları ya da Maliye Bakanı'nın sözleri arasında fark yok. IMF de, Merkez Bankası gibi, ekonomideki başarılı performansın devamının kamu maliyesindeki sıkı politikaların sürdürülmesine bağlı olduğu söylüyor ve Türk yetkililere 2005 faiz dışı fazla hedefinin aşağı çekilmesi için yapılan baskılara direnme çağrısı yapıyor. AKP'den gelen farklı seslere rağmen hükümetin bu konuda IMF'nin çağrısına uyacağını sanıyorum. IMF İcra Kurulu'nun değerlendirmesinde dikkat çeken bir diğer nokta Merkez Bankası'na verilen destek. IMF, "Merkez Bankası'nın para politikasını ustaca kullanması"nın enflasyon hedefine ulaşılmasında merkezi bir rol oynadığını söylüyor ve "Eğer enflasyon düşük düzeyde tutulmak isteniyorsa, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı korunmalıdır" diyor.
|