SSK’yı korumak zorundayız...
Türk insanı için Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) çok önemli bir kurum. İnsanlarımız açısından özellikle sağlık hizmetlerindeki kalitesi tartışılsa bile vazgeçilmez bir yapı. SSK'nın sağlık şemsiyesinin altında 34 milyon kişi var. 3 milyon 900 bin emeklisi, her ay düzenli maaş alıyor. Yılda 600 bin ameliyat yapılıyor. Sadece geçen yıl 70 bini sezaryan olmak üzere 211 bin doğum gerçekleştirildi. Ve her yıl yaklaşk 65 milyon kişi, SSK hastanelerine giderek ayakta tedavi görüyor. Sadece 2003 yılında, ayakta tedavi gören sigortalılara 188 milyon kutu ilaç verildi. 1.5 milyon hasta, ortalama bir hafta süreyle SSK hastanelerinde kalarak şifa aradı. 13 bini doktor, 14 bini hemşire olmak üzere 54 bin kişi gece gündüz, bu hizmetleri vermek için koşturuyor. Bütün bunlar 34 bin yatak kapasiteli, 148 sağlık tesisinde gerçekleştiriliyor. Rakamlar, dev bir organizasyon ile karş karşya olduğumuzu gösteriyor. Yani SSK'ya yönelik günlük çözümler üretmek, kolaycı değerlendirmeler yapmak doğru değil. Kurum her yıl açık veriyor. 2004 yılı açığının 4 katrilyon lira olması bekleniyor. Diğer sosyal güvenlik kuruluşları gibi (Emekli Sandığı ve Bağ-Kur) SSK'nın da açığı bütçeden karşlanıyor. En büyük problemi ilaç alımlarındaki skandal değil, emeklisinin çok, çalışanın az olması. Geçmişte 40 yaşnda insanlara emeklilik yolu açan siyasi iktidarların günahlarını bugün toplum olarak ödüyoruz. 1960 yılında emekli başna 20 kişi çalışırken, şimdi her 1.7 sigortalı çalışan, 1 emekliye bakıyor. Denge gi- derek bozuluyor. Sigortalı işçi çalıştırmaktan kaçınan kesimler, "yüksek prim ödemeleri ve vergi oranlarını" gerekçe gösteriyor. SSK bu haliyle Türkiye'nin en büyük ilaç alıcısı konumunda. Türkiye'de bir ilaç firması için en büyük müşteri SSK'dır. Roche olayı bazı ilaçlarda SSK'nın nasıl kazıklandığını gözler önüne serdi. Bu olaydan yola çıkarak, SSK'nın her ilaçta kazıklandığı ve en pahalı ilacı aldığı tespiti doğru değil. Bir başka yanlışta, Roche firmasını içine alan soruşturmayı abartmak için kullanılan "Yolsuzluğun boyutu 5-6 milyar doları bulabilir" gibi açıklamalar... Yıllık ilaç harcaması 4.5 katrilyon lira olan bir kurumda ilaç kazığının milyar doları bulması matametik olarak mümkün değil. Ancak bu kazık atılırken, sorgulanması gerekenler, ihale şartnamesini yazan SSK'nın ilgili birimi. Çünkü ihaleye çıkarken, devlet hastanelerinin yaptığı gibi sadece etken maddeyi belirtseler sorun yaşanmayacaktı. Ama onlar, çaktırmadan "Roche ait Neocormon'u" tarif ettiler. Bu tarif nedeniyle rakip firma Santa Farma'nın pazarladığı Eprex ihaleye sokulmadı. Santa Farma bu işten zararlı mı çıkmış? Hayır. Onu da üzmemişler, sadece onun ilacını tarif eden ayrı bir ihale açmışlar. Böylece iki firma da güle oynaya SSK'ya "kazık" tarife uygulamış. Allahtan "kazık tarifeli" ithal ilaç alım dönemi de kapandı. Artık Avrupa'da en düşük fiyat hangi ülkede uygulanıyorsa, o fiyat Türkiye için de referans fiyatı oldu. Roche ve Santa Farma bu yüzden 2 aydır düşük fiyat veriyor...
|