| |
|
|
Biz böyleyiz işte...
Dün Nakkaştepe'de uzun zamandır görmediğimiz gazeteci arkadaşlarımızı görmek fırsatını da elde ettik. Güneri Cıvaoğlu ile arkadaşlığımızın yıllarını artık hesaplayamıyorum. Yaz yanıklığı içindeydi, mavi elbise giymişti. Her zamanki gibi, ayrıntılardan çok genel rakamlara bakıp "Ufuk Turu" atmak istiyordu. Bir ara Bülent Özaydınlı'dan da genel rakam istedi. Böyle genele meraklı olan bir gazetecinin öyküsünü hatırlattım. Bu gazeteci uçakta giderken hostesi çağırmış ve "Şimdi neredeyiz" diye sormuş. Hostes pilottan öğrenmiş uçağın havadaki konumunu ve gazeteciye gelip, "Şimdi Fransa''nın üzerindeyiz" demiş. Gazeteci kızarak azarlamış hostesi: - Teferruatla neden uğraşıyorsun? Hangi kıtanın üzerinde olduğumuzu bilmem bana yeter! Fatih Altaylı da sütununu boş bırakarak yaptığı tatilin ezikliği içindeydi. Çünkü biz gazete yazarları, meydanı boş bıraktığımız zaman, ülkeyi ve tuttuğumuz takımı yönetenlerin ne hatalar yapacaklarını bilemeyiz. Mehmet Ali Birand ise, kısa bir süre için Türkiye'de bulunmaktan çok mutluydu. Bize Avrupa Birliği hakkında, AB komiserlerinin bile haberdar olmadıkları haberleri verdi.
|