| |
|
|
Bülbüllü Mehmet Efendi'nin diyarı!..
Merkez Haber Ajansı Genel Müdürümüz Mehmet Güler'le oda komşusuyuz gazetede. Bulunduğumuz mahal bizim binanın hareketi en bol, haber sirkülasyonu gani bir muhiti sayıldığından o telaş içinde günde bir iki kez rastlaşırız ancak. Ara sıra da ya yardımcısı Bayram'ın ya da bizzat kendi odasının çay kahve konukluğuna teyellenirim.
Yine yeşillendi İnsanın insanı iyi tanıması için ille de başka ortamlarda da görüp görüşmesi gerek. Nerede o gazete koridorlarının beter gergin, tek mimik, mat surat ajans genel müdürü Mehmet Bey, nerede doğup büyüdüğü Bülbüllü Köyü'nde fındığı dalından kendi elceğiziyle kopartıp kopartıp Nebil Özgentürk'e yediren bu sıcacık adam.
Hissiyat rehberi!.. Sözün kesesi şu. Mehmet Güler beni ve Nebil'i memleketi Giresun'a davet etti, gittiğimizde de alıp Piraziz'in bu muhteşem dağ köyü Bülbüllü'ye getirdi. Orada hayretle gördük; bir adamın bunca nasıl değişip, alabildiğine çocuk, olabildiğine gönüldeş, göz alabildiğine duygu küpüne dönüştüğünü.
Doğruymuş meğer Hele 1 yıl var görmediği anacığıyla bahçe kapısında bir sarmaş dolaş olma hali vardı ki, yayınlasan reyting patlatır... Daveti aldıktan beri şaka yollu takılıp, "Bülbüllülü Mehmet Efendi" deyişlerimize kızmayıp; "Bekleyin hele. Oraya gidince utanacaksınız bu dediklerinizden. Bülbüllü'de doğmamış olmaktan üzüntü duyacaksınız, o zaman güleceğim halinize!" diyordu. Ve doğru çıktı tatlı tehditleri.
Köylü milleti Yeşille mavi bu kadar mı güzel sevişir? Denizle orman bu kadar mı hoş dolanır birbirine vaaay!.. Hele saflığın, yalınlığın, dümdüz yaşamların bin dolu öznesiyle, o köylü milletiyle tanışıp, kucaklaşmamız muhteşem. O her yaşta köylünün yüreklerini alıp alıp canına sokasın geliyor valla da...
Niye buradayız?.. Ahbap köyü görmenin dışında amaçlar var elbette bu seyahatte. Piraziz'de yapılacak Vejetaryen Festivali'ne konuk olmaklığımız, gelmişken Giresun'un, Görele'nin, limanın, yolun, yaylanın, yamacın da derdini tasasını görelim de, iletelim herkese diyerekten buradayız biraz da. O zaman aşağıya şöyle satır satır anlatayım geziden anıları da sağır sultan bilem duysun...
|