| |
|
|
Bırakın çocuklar duysun
Eskiden hastalıklar ve bakımsızlık yüzünden çocuk ölümleri fazlaydı. (Gelişmemiş bölgelerde hâlâ öyle...) Bu yüzden aileler fazla sayıda çocuk yapmaları için teşvik edilirdi. Bir çocuk 10 yaşına gelene kadar 'kalıcı bir varlık' olarak görülmezdi. Dolayısıyla çocuğun, daha doğrusu tek tek çocukların değeri fazla değildi. Günümüzde ise kentlerde aileler az çocuk yapıyor. Ayrıca giyiminden okuluna, oyuncağından spor etkinliklerine çocuğa büyük yatırım yapmak gerekiyor. Sonuç: Bugünün çocukları geçmişteki kardeşlerine kıyasla çok daha 'değerli'. Bu süreç bizi çocuklara karşı gerçekçilikten uzak, romantik fikirler geliştirmemize yol açtı. 'Kötü ruhlu' yetişkinlerin tam tersi olarak görüyoruz onları: 'Masum', 'temiz', 'iyi niyetli' vs. vs. Dolayısıyla çocukları hayatın her türlü olumsuzluğundan uzak tutmaya çalışıyoruz. Yapay bir alem, adeta steril bir sera kuruyoruz onlara: Görmesinler! Duymasınlar! Etkilenmesinler! Halbuki ne hayat böyle, ne de çocuklar... Kendi geçmişinizi hatırlayın. Diyelim ki annenizle babanız kavga ettiklerini sizden saklamaya çalışırdı. Ama siz, o küçük aklınızla, bal gibi bilirdiniz kapıştıklarını; değil mi? Kardeşinizi kıskanmadınız mı, birisinin ölmesini dilemediniz mi, arkadaşınızın canını yakmadınız mı? Hepsini yaptınız! Ee, hani çocuklar masumdu? Yalan!
*** Lafı nereye getireceğim biliyor musunuz? Çapkınlık ve şantaj vakasından sonra hep 'Aman çocuklar duymasın' diye espriler yapıldı... Diyorum ki... Tam da bu olayları öyküleştiren yeni bir diziye ne dersiniz? Tam da bütün bunları çocukların gözünden anlatan bir dizi: Kavga, aldatma, şantaj... Yani gerçek hayatta olduğu gibi... Çocukların 'her şeyi duyduğu' bir dizi. Mesela atasözünün TV'ye dönüştürülmüş hali: 'Çocuktan al haberi'! Sapına kadar gerçekçi bir diziye ne dersiniz? Ne o, yüreğiniz kaldırmaz mı? Sizi anlıyorum!
|