Doğru bir örnek
Türkiye Kuşadası, Bodrum başta olmak üzere sahil şeridinde aşırı bir betonlaşma, çarpık büyüme dönemi yaşadı. Bugün gelinen noktada sahil şeridinin kimi bölümleri için yapacak fazla bir şey kalmadığı ortada. Bu çarpıklıkta, bu bölge halkının daha fazla rant elde etmek için yıllardır oturdukları topraklara sahip çıkmamaları, "benden sonrası tufan" anlayışıyla hareket etmeleri ve yerel yönetimlerdeki yozlaşma ve yolsuzluğun payı büyük oldu. Son dönem Türkiye'de kent ve çevre bilincinin nispeten arttığına tanık olduk. Sivil toplum örgütlerinin devreye girmesi, yurtdışına daha fazla kişinin çıkıp özellikle Batı'daki örnekleri yerinde görmesi, Türkiye'deki çarpıklığın fark edilmesine neden oldu. Bu arada geçmişe sahip çıkarak, geçmişin kültürel mirasını geliştirerek yol alan örnekler de ortaya çıktı. Ankara Beypazarı, Safranbolu, Kazdağları bunun örnekleri. Tarihi kültüre sahip çıkmanın turist kalitesini ve bölgeye bıraktığı geliri artırdığı da ortada. Bu başarı örnekleri, en çarpıcı yasalardan daha etkili aslında. Bu yolla taş yığınlarının artık gerçek anlamda para getirmediğini herkes gördü. Örneklere, Rumlar'ın yarattığı taş ev kültürüne sahip çıkan Alaçatı eklenmiş. Çeşme'nin unutulmuş, ihmal edilmiş komşusu, örneklerine Güney Fransa veya Kuzey İtalya'da rastlanabilecek bir turizm merkezine dönüşmüş. Alaçatı gerek sahilleri, gerek kültürel tarihe sahip çıkması, gerekse Rumlar'la yok olan bağları yeniden canlandırması sonucu Türkiye'nin örnek bir turizm merkezi olmuş. SABAH Deniz Kuvvetleri Kupası için geldiğimiz Çeşme'de zamanımızın büyük bölümünü, büyük bir keyifle Alaçatı'da geçirdik. Gerek binaların aslına uygun olarak restore edilmiş olması, gerekse bu binaların çok ince bir zevkle donatılmış olması Alaçatı'nın artıları. Birbirinden güzel restoranları ve hiçbir alanda aşırıya kaçılmamış olması da Alaçatı'yı cazip kılan nedenler arasında. Bu bölgede göze çarpan tek bina, sahildeki Süzer Otel. İstanbul'daki çirkinlik örneğinin ardından bu binayı gören herkes Süzerler'in bina zevki hakkında aynı kanıya varır herhalde. Dediğim gibi Alaçatı, yanlış örnekleri izlememiş. Şanslı yerel yöneticilerin varlığı, İzmir'in eğitimli insanlarının ilçeye sahip çıkıp yatırım yapması sonucu bir başarı örneğine dönüşmüş. Bunun sonucunda Alaçatı'da lokantalar dolup taşıyor, kafelerinde yer bulunmuyor, bina fiyatları her yıl ikiye katlanıyor. Alaçatı, Türkiye'nin nasıl bir çelişkiler ülkesi olduğunun açık örneği. Bir yanda geçmişe sahip çıkan, ona yeni değerler ekleyen, barlarında caz müziği yapılan bir ilçe; hemen yanıbaşında hiç kural tanımadan gelişen bir Çeşme. Türkiye'nin cazibesi de belki buradan kaynaklanıyor. Ancak, gelişmenin Alaçatı örneklerini artırmaktan geçtiği açık.
|