|
|
Keşke bir kez daha aşık olsam
Onu tüm Türkiye "Asmalı Konak" dizisiyle tanıdı. Aşkı yazmayı ve en güzel şekilde anlatmayı meslek edinen Meral Okay, şimdi yeni bir dizi projesi üzerinde çalışıyor. "İstanbul Şahidimdir" adlı dizinin öyküsünü bitiren Okay, tekrar aşık olmayı ediistğini de itiraf ediyor.
*** İnşallah aşık olurum ve yine gözüm kararır
Meral Okay izleyiciyi "Asmalı Konak"tan sonra bu kez, "İstanbul Şahidimdir" adlı diziyle vurmaya hazırlanıyor. Okay'la yeni projesini ve tabii ki aşkı konuştuk.
Belki de yıllar önce kaybettiği eşi Yaman Okay'a duyduğu derin sevgi uğruna, aşkı anlatmayı meslek edinmiş Meral Okay. Geçtiğimiz yıl reyting rekorları kıran "Asmalı Konak"ın ardından, şimdi de müthiş bir diziyle izleyiciyi büyülemeye hazırlanan Okay, "İstanbul Şahidimdir" de, yine aşk ve aşkın kaçınılmaz halleriyle bizi başbaşa bırakacak.
* Gizli gizli yine bir dizi projesiyle meşgulsünüz sanırım... Doğru, geçtiğimiz 10 gündür Bodrum'da bir eve kapandım ve onun senaryosuyla uğraştım. Hızla çalışmalarına başladık şimdi. İstanbul'da geçen bir hikaye; Maçka, Nişantaşı, Cihangir sokaklarında.
* Adı ne olacak dizinin? "İstanbul Şahidimdir", atv'de yayınlanacak.
* Özü nedir hikayenin, yine aşk mı başrolde? Hayat, hayatın kendisi. Gerçi bu çok iddialı bir laf ama... Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde karşılaşan, hayatta birbirine değen kadınlar, erkekler ve bütün bu yaşananlara tanıklık eden İstanbul var başrolde.
* Asmalı Konak bir Anadolu kasabasında doğdu, şimdi neden şehre taşındınız, neden İstanbul? Şark hizmetimi tamamladım artık! Şaka bir yana, ben sonunda bu iklimin insanıyım. Kent hayatına daha yakınım, burada çok uzun yıllar yaşadım ve hala yaşıyorum. O yüzden de buranın hikayesini hep yazmak istedim. Bu proje ben Asmalı Konak'ı yazarken kafamda hazırdı zaten.
* Asmalı Konak'la şunu gördük; Anadolu insanının hayatı izleyiciye daha çekici geliyor. Katılıyor musunuz? Ben Anadolu işi yapmak için yazmamıştım Asmalı'yı. Kaldı ki aslında o ilk başta Mardin-Midyat öyküsüydü, sonradan mekan nedeniyle Kapadokya'ya taşındı. Ben bunu hesaba katmıyorum ama bu yeni projeyi yazarken fon hep İstanbuldu benim için. Benim denizim, benim kayığım, benim balıkçımdı... Bir de eski ve çok sevdiğim dostlarımla yeniden aynı işte bir araya geldiğimiz için ayrıca mutluyum.
* Yönetmen ve oyuncular kimler? Yönetmenimiz Türkan Derya, "İkinci Bahar" ve "Yedi Tepe İstanbul"un yönetmeni. Benim için başka hiçbir projeyi kabul etmedi, bekledi. Oyuncular; Emre Kınay, Özkan Uğur, Uğur Polat, Ayça İnci, Sema Şimşek, Öykü Serter, Uğur Polat... Hepsi de çok hoş ve başarılı. Müziklerini yine Asmalı Konak'ın müziklerini yapan arkadaşlarımız Cem Erman ve Tolga Kılıç yapacak. Bir yanında müzik de olan bir iş bu. Benim için zaten müzik çok önemli bir projede. Jeneriğin beni heyecanlandırması, hareketlendirmesi gerek çünkü.
* Oyuncu seçmenin püf noktası nedir? Sizin tüm işlerinizde izleyiciyi en çok büyüleyen de bu çünkü, oyuncuların çok sahici olması. Gözlem yapmak ve izlemek. Takip ediyor ve işiniz gereği çok televizyon izliyorsunuz. Etrafta ne var, ne yok, bu hangi karekteri çok iyi oynayabilir diye düşünüyorsunuz. Bir de ben çok oyuncu severim, onlara kıyamam. Belki de bir oyuncuya aşık olduğum, onunla 10 yıl evli kaldığım için bir oyuncunun kalbinin kanatları neye çırpar, neye kırılır çok iyi bilirim.
* Nasıl bir yapıları vardır oyuncuların, birbirlerine çok benzerler mi? Onların hepsi aslında kocaman bebeklerdir. Bakmayın orda burda öyle büyük adamlar, kadınlarmış gibi oynadıklarına. Hepsi camdan kalplidir onların. Ama onlar olmasa, senaryo hiçbir şey değildir. Benim en yakın yol arkadaşımdır oyuncular.
* Çok televizyon izlediğinizi söylediniz. Bu yıl içinde sizi en çok etkileyen dizi hangisi oldu? "Alacakaranlık". Gerçekten çok sevdiğim ve hayran olduğum bir işti. Her hafta kremalı pasta gibiydi benim için. Çok yakında da muhteşem bir sinema filmi geliyor Uğur'dan, müthiş bir şey yapıyor. "Bir İstanbul Masalı"da beğendiğim işler arasında. Son dönemde "Avrupa Yakası"nı kahkahalarla izledim, çok tatlılardı. Müthiş bir enerjisi var o dizinin.
* Siz usta bir öykü yazarısınız. Bir şekilde de insanların içinde bir yerlere dokunabilmeyi çok iyi biliyorsunuz... Öyle mi acaba? Ben aslında sadece bana dokunan şeyleri yazmayı seviyorum. Eğer o paylaşılır, birileri tarafından hissedilirse işte o zaman çok tatlı bir şey oluyor.
* Onu merak ediyorum, yazarken kendinize mi yoksa sokaktaki insanı mı hesaba atıyorsunuz daha çok? Kesinlikle kendimi. Onun karşı taraftan cevabını aldığımda da tadından yenmiyor. Yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz çünkü, ne güzel. Paylaştığımız, yaşadığımız kocaman bir kalabalık var, bu çok umut veren bir şey.
* Sizi etkileyen şeyler neler? Her şey olabilir... Sokakta gördüğüm küçük bir çocuğun yüzü, iki insan arasında yaşananlar, kısacası bir sürü şey. Akıl ne kaydetmiş, önemli olan o. Yazarken kaydettikleriniz çıkıyor ortaya.
* Yaptığınız işlerin reyting rekoru kırmasının, sizi hep tepeye taşımasının sırrı nedir? Bilmiyorum, gerçekten bilemiyorum. Ben en azından kötü bir şey yapmadığımı biliyorum. Ama bazen izleyiciye geçmedi mi de, geçmiyor. Siz çok heyecanlandıran bir şey, izleyiciye hiçbir şey ifade etmeyebiliyor. Ama hiç kimse benden daha az emek sarfetmiyor, kimse benden daha az heyecan duymuyordur, buna eminim. Maalesef bazılarımız kazanıyor, bazılarımız kaybediyoruz. Bu çok vahşi bir yarış. Ben şimdi çok özeniyor, heyecanlanıyorum bu yeni dizi için ama karşılığını alacak mıyız, bilmiyorum.
İlknur Kızıltoprak
|