|
Güvenilir ve ucuz ulaşım aracıydı
|
|
Devlet Demir Yolları, Türkiye Cumhuriyeti'nin en saygın ve en başarılı kurumlarından biri olarak kurulmuştu. Mustafa Kemal Atatürk'ün çok uzağı gören bakışıyla en güvenilir, en ucuz ulaşım aracı "Kara tren"in rayları memleketin dört bir yanını ağ gibi sarıyordu. Eskişehir, Adapazarı, Haydarpaşa ve Yedikule gibi demiryolu birimlerinde Cer Atölyeleri faaliyete geçirilmiş ve binlerce çırak geleceğin usta demiryolcuları olarak yetiştirilmişti. Bu konuda sanat okullarından da yararlanmak sureti ile "kara tren"ler ekspres süratine erişiyordu. Halk deyimi ile "tren"ciler en zor mesleğin saygıdeğer insanlarıydı. Tren içindeki şeften, makinist, ateşçi yağcı, kondüktör gibi personelin dışında bir de hiç görünmeyen kahramanlar vardı. Anadolu'nun en ücra köşelerinde istasyon şefi, memur, hareket amiri gibi personel çoğunlukla ömrünü ailesi ile o istasyonda geçiriyor, hatta orada emekli oluyordu. Geriye baktığımızda ben hala lokomotif kazanına kürekle kömür atan ateşçileri ve yüzü gözü yağ içindeki makinistleri görüyorum. Tekerlekler raylar üzerinde akıtılmış o terlerin izini taşıyor. Eskinin onlarca yıl demiryolu okullarında okuyan ve çıraklıktan şefliğe, en sonunda genel müdürlüğe yükselen ve uzmanlaşan şimdi demiryolcuları günümüze hayret ve ibretle bakıyor. Fabrikada büyümüş ve başını raylara koymuş şimendiferciler ile siyasetin piyangosundan çıkmış müdürler arasındaki fark, şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ve şunu söylemek gerekiyor: Trenler "hızlı emir"le yürümez.
|