|
Kara trenlerden 'emirle' hızlanan trene yolculuk
|
|
Cumhuriyet döneminin en güvenilir ve ucuz ulaşım aracı olan "Kara trenler" belki bugünkü kadar hızlı değildi ama herkes demiryolcularla övünürdü. Bugün ise hızlı trenin "emir"lerle olmayacağını gördük.
Ozamanlar hızlandırılmış tren yoktu. Memleketin her tarafını demiryolu ağları örmemişti. Çağın en önemli taşıma aracına kavuşmak için ince eleyip sık dokuyan demiryolcular, olağanüstü çaba ve istekle rayları en ücra yerlere kadar döşemişlerdi. Sadece Dersaadet ve Anadolu ile yetinilmemiş, Hicaz'dan Bağdat ve Kudüs'e kadar eyaletler demiryoluna kavuşmuştu. Tarih hızla akıp gidiyor, Osmanlı topraklarındaki demiryolları da aynı hızla çoğalıyordu. Belki trenler "hızlı" değildi. Ama çöl dahil topraklar üzerine döşenen raylar sağlam ve güvenliydi. 1851 yılında ilk demiryolu İngilizler tarafından İskenderiye- Kahire hattı ile gerçekleştirilmiş, bunu 1888'de Rumeli demiryolları takip etmişti. 1279 km. uzunluğundaki bu proje ile Paris, Viyana, Berlin gibi büyük Avrupa kentleri İstanbul'a bağlanmıştı. Batı'yı İstanbul'a yaklaştıran bu Avrupa rayları üzerinden nice Orient Express'ler geçecekti. Aynı şekilde Şark bölgesine ağırlık verilmesi ve Hicaz bölgesine demiryolu yapılması fikri ortaya atılmış, Hicaz komutanı Osman Nuri Paşa, padişaha sunduğu teklifinde Cidde-Mekke şimendifer hattının önemi üzerinde durmuştu. Konunun aynı zamanda askeri savunma açısından önemli görülmesi üzerine padişah bu teklifi askeri komisyon üyesi Mehmet Şakir Paşa'ya havale etmişti. Şakir Paşa, askeri uzmanlarla demiryolu hattının fizibilitesini çıkarmış ve güzergahı haritalandırarak saraya takdim etmişti. II. Abdülhamid'in demiryoluna verdiği önem Avrupa devletlerini bu pazarı ele geçirmek savaşına sokmuştu. 1898'de Bağdat demiryolları imtiyazı yabancı sermayeye verilen en büyük demiryolu yatırımı olmuştu. Almanya İmparatoru II. Wilhelm'e Anadolu demiryolları şirketi özel bir tren tahsis etmişti. İmparator Selahaddin Eyyübi'nin kabrini ziyaret edecek ve hem Osmanlılar'ın hem de 300 milyon Müslüman'ın sadık dostu olduğunu açıklayacaktı. Yeni nesil Almanlar unutmuş olabilir, ama Osmanlıca ve Almanca dostluk kitabeleri Baalbek'deki Jüpiter Tapınağı'nın duvarlarına perçinlenmişti. İstanbul'dan Medine'ye bir tarih belgeseli gibi uzanan "Hicaz Demiryolu", İbrahim Usul tarafından kaleme alınmıştı. Albaraka Türk, bu yayında Almanya'yı İstanbul vasıtası ile Basra Körfezi'ne bağlayacak Bağdat Demiryolu projesine de yer verir. Proje Almanya'nın nüfuzunu artırıyor, Fransa Suriye ve Filistin çıkarları yüzünden endişe duyuyordu. İngiltere ve Rusya da sıkıntılıydı.
İSTANBUL-MEKKE 120 SAAT II. Abdülhamid, Hicaz Demiryolu İradesi'ni 2 Mayıs 1900 tarihinde yayınlamıştı. Hicaz, bir bakıma Bağdat demiryolu hattının devamıydı. İki demiryolu birleşince İstanbul, Şam üzerinde kutsal Mekke ve Medine'ye bağlanacaktı. Hesaplara göre İstanbul'dan Mekke'ye demiryolu ile ulaşım 120 saatte gerçekleşecekti. Hicaz demiryolu yapımı 1 Eylül 1900'de başlamış, 1.05 metre açıklıkta dar hatlı raylar döşenmişti. Demiryolunun teknik işlerinin başında Alman mühendis Meissner bulunuyordu. Heyette 17 Türk, 12 Alman, 5 İtalyan, 5 Fransız, 2 Avusturyalı ve 1 Belçikalı ile 1 Rum olmak üzere 43 mühendis yer almış, kutsal topraklardaki inşaatı Müslüman mühendisler gerçekleştirmişti. Hattın işçileri sayıları 7500 civarındaki Osmanlı askerleriydi. Ordunun piyade taburları toprak kazmak, ocaklardan taş çıkarmak, travestilerin altına taş yerleştirmek, duvar örmek gibi işleri yapıyor, istihkak erleri demircilikten ateşçiliğe ve makinistliğe kadar emek veriyordu. Demiryolunda çalışan askerler bir yıl erken terhis ediliyordu. Özetle imparatorluk ve Cumhuriyet döneminin demiryollarında askerin emeği ve teri vardı. Osmanlı sadece sağlam ray döşemekle kalmamış, köprüler, istasyonlar, tüneller, fabrikalar, hastaneler ve telgraf merkezleri inşa etmişlerdi. Ergun Hiçyılmaz Tel:(0212) 251 11 77
1851'de ilk demiryolu İngilizler tarafından İskenderiye-Kahire ile gerçekleştirilmiş, bunu da 1988'de Rumeli demiryolları takip etmişti
|