Dünyada mekân...
Kısa bir dönem çalıştığım Ankara'da milletvekillerinin gerçekten zor koşullarda görev yaptıklarına tanık oldum. Aileden bir ek geliri olmayan, faiz geliri bulunmayan, özellikle Anadolu kentlerinin milletvekilleri, aldıkları maaşla seçmenlerinin taleplerini karşılamakta zorluk çekiyor. O dönemde Meclis lojmanları vardı. Şimdi bu zorluğa bir de konut sıkıntısı eklendi. Çünkü Meclis lojmanları dağıtılınca vekiller kiraya çıkmak zorunda kaldılar. Bunların hepsi gerçek. Ama bir başka gerçek var. Bütün milletvekilleri bu makama lojman sürprizi hariç, koşullarını bilerek geldiler. Aday olduklarında maaş düzeyini, seçmenlerinin olası taleplerini biliyorlardı. Yani şimdi kalkıp da "Şartlar bizim beklediğimiz gibi değil" diyemezler. Üstelik geldikleri yer de aday olunarak gelinen bir hizmet mevkii. Buna bir de Türkiye'nin son yıllarda geçirdiği ekonomik krizi eklersek, seçilmişlerin üzerine düşen ağır yük daha iyi ortaya çıkar. Bu ülkede asker de, polis de, yargıç da, öğretmen de, doktor da gerçekten çok zor koşullarda görev yapıyor. Maliye Bakanı, bu kesimden gelen zam taleplerini bütçe koşulları nedeniyle geri çeviriyor. Öğretmenler, doktorlar, yargıçlar, polisler bir araya gelip TOKİ'den uygun koşullarda arsa tahsisi de yaptıramıyor. Milletvekillerinin bir araya gelip kooperatif tarzı bir örgütlenmeye gitmeleri yanlış değildir. Yanlış olan ayrıcalıklı bir uygulama havası doğması, kamuoyunun bunu algılama biçimidir. Meclis'in Bülent Arınç'ın ortaya attığı bu formüle çok sıcak baktığı da ortada. Bu gerçek CHP'nin bile Arınç'a destek verip Başbakan Erdoğan'a ağır bir dille yüklenmesinden anlaşılıyor. Yeni bir siyaset anlayışıyla işbaşına gelen partinin eskiyi hatırlatan uygulamalara girişmesi kamuoyunu elbette rahatsız ediyor. Milletvekillerine kıyak profesörlük yolunu açan yasa bunun bir başka örneği. İktidarın halktan sabırlı olmalarını talep ettiği, insanların önemli bölümünün yoksulluk sınırına yakın bir çizgide yaşadığı ülkede milletvekillerinin tercih ve kararlarında daha titiz olması gerekir. Sayın Arınç dün bir dizi rakam vermiş. OYAK vasıtasıyla 1660 Silahlı Kuvvetler mensubunun, Milli Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla da 2 bin 700 öğretmenin Toplu Konut arsasına ev yaptığını anlatmış. Eğer bu kurumların personeliyle milletvekili sayısını kıyaslarsa Meclis'in payına da en fazla 20 konut düşmesi gerekir herhalde. Ayrıca bu konuları tartışmanın Meclis'in saygınlığına gölge düşürdüğü de doğru değildir. Meclis'in ayrıcalıklı görünen her işlemi Türkiye'de tartışma konusu olmuştur. Milletvekili maaşları, kıyak emeklilik her dönem gündeme gelmiş, büyük kavgalara neden olmuştur. Her dönemin savunması da Meclis'in saygınlığını korumak adına yapılmıştır. Bu Meclis inanılmaz reformlara imza atarak kendi saygınlığını kazanmıştır. Bu saygınlığa gölge düşürecek eylemlerden en başta kendilerinin kaçınması gerekir.
|