CHP ve Kemal Derviş olayı
Kemal Derviş Türk siyasi hayatında ilginç bir portre. Kararları, açıklamaları, sonradan geri adım atmalarıyla sürekli gündeme gelen bir isim. Bu tavrı, bir yıldız adayı olarak geldiği ülkede yıldızının hızla sönmesine neden oldu. Çünkü Derviş kısa süreli siyasi yaşamında tutarlı davranamadı. Yeni Türkiye Partisi'ne kuruluş aşamasında katılıp sonradan CHP'de karar kılan Kemal Derviş, nasıl bir partiye girdiğini biliyordu. CHP, biz beğenelim beğenmeyelim, kendine özgü çizgisi olan bir parti. Bir kere kurucusu Atatürk, sonra üstüne titrediği Altı ok'u var, çok liberal bir çizgiye yaklaşması mümkün değil. Örneğin Merve Kavakçı'nın Meclis'te türbanla yemin etmesine karşı çıkan Ecevit'in DSP'sinden bile farklı, kemikleşmiş bir parti. DSP'de dile getirilen görüşlerin önemli bölümünün CHP'de dillenmesi kolay değil. Ecevit'in yıllar içinde Fethullah Gülen'le kurduğu yakın ilişkiyi bir CHP'linin bu kimliğini koruyarak kurması düşünülemez bile. Derviş, bütün bunları bilerek tercihini CHP'den yana yaptı. Yani Cumhuriyet'in kurucu değerlerini özenle savunan, Kemalizm' i sosyal-demokratlığın önüne çıkaran bir partiye girdi. Şimdi kalkıp "Liderliğine aday olmadığını" ısrarla açıkladığı bu partinin en varoluş felsefesine tamamen zıt bir politika öneriyor. Aslında tam da önermiyor gibi. Çünkü bir gün söylediklerini ertesi gün yalanlıyor. Yine de söyledikleri CHP'de rahatsızlık yaratıyor. Çünkü CHP'nin çizgisi belli. Kimse Derviş'e "Gel CHP'nin çizgisini yeniden belirleyelim" de demedi. Derviş, Yeni Türkiye Partisi'ne girmiş olsaydı, o partinin siyasetini istediği yönde şekillendirebilirdi. Daha liberal, sosyal-demokrat tonu daha ağır basan, inançlar konusunda daha uzlaşmacı bir program önerebilirdi. Ancak o CHP'yi seçti. CHP'nin Kemalist, Cumhuriyet'in kurucu ilkeleri konusundaki tutumunu bilerek yaptı bu tercihi. CHP o zaman da bu çizgideydi, bugün de o çizgide. Şimdi gündeme getirdiği soruları o zaman kendi vicdanında seslendirmiş miydi acaba? Hiç sanmıyorum. O zaman bu iç sorguyu yapmadığı için bugün ikircikli, sıkıntılı bir politik çizgiye düşüyor. CHP'den kendine göre bir sosyal-demokrat parti yaratmaya çalışıyor ki, bunu en güçlü olduğu zamanda Ecevit bile başaramamıştı. Kemal Derviş CHP'ye girerken bütün bu gerçekleri biliyordu. İnsanın yaşamını sonunda tercihleri belirler. CHP'nin o günkü tercihi Türkiye siyasetinde çok farklı bir tablonun ortaya çıkmasına neden oldu. İnsanlara söz verdi, sözünün arkasında durmadı. Yakın dostlarının, yüksek rakımlı mevkilerin telefonlarının etkisinde kalıp bir çok insanı yüzüstü bıraktı. Üstelik onu CHP'ye yönlendiren devlet erkanının tamamı türban konusunda Derviş'in bugün söylediklerine temelden karşıydı. Derviş onları dinledi. Ya bunun siyasi sonuçlarına katlanmalı veya "Benden siyasetçi değil, siyaset bilimcisi olur" diyerek köşesine çekilmeli. Çünkü bugünkü çizgisiyle geride kalan bütün kredisini hızla tüketiyor.
|