Devletin itibarı
Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçtıktan hemen sonra yakalanması Türkiye'de atmosferin nasıl değiştiğinin önemli göstergesi. Yıllarca Avrupa'da elini kolunu sallayarak dolaşan, telefonla Türkiye'de adam vurduran Çakıcı, bununla kalmıyor televizyonlara çıkıp dönemin emniyet müdürleriyle tartışmaya bile giriyordu. Bu tablo Türkiye'nin yurtdışında itibarını düşürdüğü gibi, ülkede de halkın kanun ve düzene olan inancını sarsıyordu. Polisin bu kez çok hızlı davranıp Çakıcı'yı Avusturya'da yakalamasının asıl önemi burada yatıyor. Bu olay, halkın devlete, devletin verdiği cezanın yerine getirileceğine ve polisinin namusuna olan güvenini artıracaktır. Türkiye yıllarca suçluların ayrıcalıklı konumda olduğu, siyasetçisinden işadamına kadar herkesten itibar gördüğü bir dönem yaşadı. Özelleştirme işi bile neredeyse çetelere havale edildi. Bunun sonucunda ülke içten içe çürümeye başladı. Bu çürümeye karşı çıkan gazeteciler ise, Hıncal Uluç örneğinde olduğu gibi ayağından kurşunlanarak cezalandırıldı. Polis siyasetçi tarafından sindirildi. Kuralı çeteler koyar oldu, devlet siyasetçisi, polisi, MİT'i ile bu olaylara seyirci kaldı. Hatta çete reislerini kolladı. Bu korumanın kalkmasının sonuçlarını bu olayda çok çabuk gördük zaten. Bir kurumu devlet yapan önemli unsurlardan biri caydırıcılığı, polisine duyulan saygıdır. İşkence, kötü muamele gibi konularla polisin caydırıcılığını birbirine karıştırmamak gerekir. Almanya'da, Amerika'da polis genellikle hukuk kuralları içinde davranır ama bu ülkelerde insanlar polisten ciddi anlamda çekinir. Çünkü devletin caydırıcılığını, polisin saygınlığını yitirdiği bir ülke can ve mal güvenliğini sağlamakta acz içine düşer. Polisin asıl işlevi suçluyu yakalamak değil, caydırıcı olmaktır aslında. Çetelerle iç içe olan, suçluların sırtını sıvazlayan bir anlayış yakın geçmişte Türkiye'yi uçurumun eşiğine getirdi. Bu kirlenmenin etkileri henüz tam olarak silinmiş değil. Çete reisleriyle telefonda pazarlık yapan, "Seni yakalamak üzereler" diye ihbarda bulunan, kongreleri, federasyon seçimi için çetelerden destek isteyen insanlar piyasadan ne tamamen çekildi, ne de bu eylemlerinin cezasını çekti. Bu nedenle gelecekten çok umutlu olmak için henüz çok erken. Ancak bu olayın bile halkın devlete olan güvenini artıracağı kesin. Türkiye'nin yarınlara umutlu bakması için yargıda tam bağımsızlığın sağlanması, polisinin daha da etkin hale getirilmesi şart. Yargısı tarafsız, polisi adil ama güçlü bir Türkiye, siyasetin elini bu kurumlardan tamamen çekmesiyle gerçekleşebilir. Türkiye, hukuka karşı gelenin hukuk tarafından cezalandırıldığı ve bu cezanın gereğinin yerine getirildiği bir ülke olduğunda rahat bir nefes alabiliriz. Şimdilik olumlu gelişmeleri alkışlamakla yetiniyoruz.
|