Çıldırtan arayış
Yavuz Turgul anlatıyor: Ege'nin (Ernart) bana anlattığı bir olay vardı. Manajans'ta çalışmaya başladığı zaman, (Eli) Acıman, Ege'ye bir takvim işi vermiş. Takvim, biliyorsunuz, üstünde bir fotoğraf vardır ve altında da bir bilgi. Bu resimde Haliç ve takalar var. Ne yazarsın? 'Haliç'te takalar.' Acıman'a götürüyor bunu... Acıman bakıyor, "Hıımmm... Haliç'te takalar... Pekiii dostum, 'Takalar ve Haliç' desek?" "Olur bay Acıman" diyor Ege: 'Takalar ve Haliç.' "Hımmm, 'Takalar-Haliç' desek?" "Olur; Takalar-Haliç." "Peki ya, 'Haliç'in içinde bir taka'?" Ege, "Yarım saat sonra intihar etmek istiyordum" diye anlatırdı. Acıman sözcüklerin her yerinden dolaşılmasını isterdi. (Pelin Özkan'ın MediaCat yayınlarından yeni çıkan 'Hayatımız Reklam: Türkiye'nin Reklam Ustalarıyla Söyleşiler' adlı kitabından.)
|