| |
|
|
Çarpık anlayış düzeltildi
Arşive baktım... Kamusal alan tartışmasıyla ilgili ilk yazımız 26 Kasım 2002'de çıkmış. Başlığı: Sezer'in kamusal alanı. 27 Kasım 2002'de sormuşuz: 'Kamu=Devlet' mi?' Başka yazılar da var. Örneğin 25 Ekim 2003'te temel ayrımın adını koymuşuz: Özel alan, kamusal alan, mülki alan. Ve geldik bugüne. Başbakan Erdoğan şöyle dedi: "Kamusal alan farklı bireylerin, farklı toplumsal kesimlerin medeni ve demokratik biçimde bir arada bulunmalarına imkân veren alandır... Kamusal alan, hak ve özgürlüklerin yaşandığı alandır. Kamusal alan devletin alanı değildir." İşte olay bu! Böylece Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sezer'in Kasım 2002'de öne sürdüğü... Daha sonra, mesela YÖK Başkanı Teziç tarafından tekrar edilen o 'çarpık' anlayışı, 21 ay sonra hem deşifre etmiş, hem de düzeltmiş oluyor.
*** 9 Kasım 2003'te ise şöyle yazmışız: "Kamusal-özel ikilemine sıkışmış bir biçimde tartışmayı sürdürüyorlar. Jakoben bürokrasinin oyununa geliyorlar... Kamusal alan işgalcilerini asli görev alanlarına, yani mülki alana püskürtemiyorlar. 'Haddinizi-sınırlarınızı-bilin' diyemiyorlar." O yazı bir kırgınlıkla yazılmıştı. Çünkü toplum müthiş bir 'uydurmaca' ile karşı karşıyaydı ama onun hak ve özgürlüklerini koruması gerekenler bir fikir tuzağına düşmüşlerdi. Şimdi... Biraz geç de olsa... O tuzak bertaraf edildi. Böylece demokrasi mücadelesi kaldığı yerden devam edebilir. (Merak ediyorum: Erdoğan'ı kim uyandırdı?)
|