| |
|
|
'Ateş Hattı'nı özlüyorum
Önce SABAH'ta yazmaya başlayan Reha Muhtar'a kocaman bir 'hoş geldin' diyelim... Reha Muhtar, özel televizyonculuğumuzun en çok tartışılan simasıdır. Çevremdeki birçok kişi onun hazırlayıp sunduğu programları sevmezdi. Doğrusunu isterseniz, "Kaçan mandayı kovalayan belediye ekipleri" türü haberler benim de hiç mi hiç ilgimi çekmezdi. Onu geçelim. Ancak 'Ateş Hattı'na bayılırdım. Kahkahalar atarak ama pür dikkat izlerdim. Niye? Çünkü bence 'Öteki Türkiye'nin aynasıydı, su yüzüne çıktığı yerdi o program. Bilim adamlarının... Otoritelerin... İktidar sahiplerinin... Elitlerin, 'halk' tarafından nasıl algılandığı 'Ateş Hattı'nda ortaya çıkardı. Mesela bir Diyanet görevlisi, "Bahsi geçen Kuran ayeti, şu anlama gelir" derdi... Anında, fırlayan birisi, "Ne malum? Sen nereden biliyorsun? Bence o anlama değil, bu anlama gelir" diye itiraz ederdi. Görevli bastırırdı: "Gazali der ki..." Bizimki ısrar ederdi: "Gazali'nin doğruyu söylediği nereden belli?" Yani 'uzmanın sözü' sonuna kadar sorgulanırdı. Bu da bize 'Öteki Türkiye'de olayların hiç de 'baskın söylemin' öne sürüldüğü biçimde işlemediğini gösterirdi. O kesimde algılamalar, fikirler, ideolojiler başka türlü çalışıyordu. Bu gerçeği ancak o programı izleyerek öğreniyorduk. Ateş Hattı'nı özlüyorum.
|