kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
  » Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kârın her kuruşu eğitime gidiyor
Kârın her kuruşu eğitime gidiyor
Havalimanı yapacak her ülkeye bakarız!

Kârın her kuruşu eğitime gidiyor


Kazandığı parayı Bilkent Üniversitesi'nde daha çok burslu öğrenci okusun diye harcayan Tepe, 'Tepe Home' markasıyla dünyaya açılıyor. İlk durağı ise Dubai ve Bahreyn olacak.

Bu ülkede marka yaratmaya çalışan sadece konfeksiyon sektörü değil kuşkusuz. Ama her ne hikmetse bu sektör basında sesini daha çok duyurur, temsilcileri daha çok konuşur, kamuoyu da daha çok haber alır. Oysa sessiz sedasız markalaşan başka sektörlerde var. Mobilya işte bunlardan bir tanesi. Tasarımla ön plana çıkmaya ve fason olarak değil kendi markalarıyla yurtdışı pazarlara açılmaya çalışan mobilya sektöründe ciddi yatırım yapan şirketlerden birinin en tepesindeki isimle buluştum önceki gün. Mal sahibi Bilkent Üniversitesi'nin vakfı olan ve onlarca şirketin yanı sıra bünyesinde Tepe Mobilya ve Tepe Home'u da barındıran Bilkent Holding'in CEO'su Ali Kantur. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirlerde alış veriş merkezleri kurmaya ve Tepe Home'u da bu merkezlerinin tam ortasına yerleştirmeye başlayan Tepe grubu hızla büyüyor. Yakında İstanbul'da iki büyük mağaza daha açmaya hazırlanan, Anadolu'nun büyük kentlerinde mağaza açmak için girişimlerde bulunan Tepe'nin gözü yurtdışında. İlk mağazasını Dubai ve hemen akabinde Bahreyn'de açmak için de hazırlıklar yapıyor. Her ne kadar kamuoyunda Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'ni yapan konsorsiyumun (TAV) içinde yer aldığı için daha çok müteahhitliğiyle tanınan Tepe, aslında mobilyacılıktan büyüyen bir grup. Üstelik her şeyi de kurucuları, Bilkent Üniversitesi'nin yaratıcısı İhsan Doğramacı'ya borçlu. Yaptığı kârın her kuruşunu eğitime harcayan ve bugün inşaat grubu hariç 600 milyon dolar ciroya ulaşan Tepe'nin nereden nereye geldiğini CEO Ali Kantur'dan dinledik.

* Bir şirketler grubu düşünün ki, kazandığı bütün para eğitime gidiyor! Gerçek mi bu?
Evet gerçek. Tepe Mobilya'nın, Meteksan'ın, inşaat grubunun da içinde olduğu şirketlerin bağlı olduğu Bilkent Holding'te kazanılan her kuruş Bilkent Üniversitesi'ne gidiyor.

* En son cironuz ne kadardı?
İnşaat hariç 600 milyon dolar. İnşaat değişken. Ama onu da sayarsak 1 milyar dolara ulaşıyor.

* Tepe kazanıyor, öğrenciler burslu okuyor öyle mi?
Üniversitede 11 bin öğrenci var. Yanılmıyorsam, yüzde 25'i burslu. Üstelik bir kısmı tam burslu. Yani yurtta kalıyor, cebine harçlık veriliyor.

* Yıllık kârlılığınızı merak ettim. Eğitime her yıl giden katkıyı öğrenmek için...
Üniversitenin stabil olarak çok iyi bir eğitim vermeye devam etmesi için ortalama yılda 20-25 milyon dolar ek kaynağa ihtiyacı oluyor. Biz her yıl onu sağlamaya çalışıyoruz.

MOBİLYA İHTİYACI ÜRETİCİ YAPTI
* Tepe'yi daha çok müteahhit olarak tanıdık. Oysa grubun inşaat sektöründeki geçmişi 1980'lere dayanıyor ama mobilyacılık geçmişi taa 1969'a gidiyor. Üstelik aynı yıl kurucunuz İhsan Doğramacı üniversite kurmak için de girişimlerde bulunmuş...
Zaten mobilya meselesi de üniversite yüzünden ortaya çıkıyor. O yıllarda İhsan Doğramacı üniversite kurmaya çalışıyor. Üniversite binasına mobilya lazım. Türkiye'de doğru dürüst mobilya üretilmiyor. O yüzden mobilya üretimine gidiliyor. Zaten doğru dürüst inşaat şirketi yok diye de inşaat işine giriliyor.

* İhsan Doğramacı işadamı değil ama...
Evet ama bütün bu işlerin kurulmasına ön ayak oluyor. Üniversite için gerekli oluyor.

* Tepe Mobilya vardı ama şimdi bir de büyük alışveriş merkezleriniz, Tepe Home gibi yeni bir markanız var. İnşaat işleriniz bu kadar büyümüşken, mobilya sektöründe yeniden bir potansiyel mi gördünüz?
Çok güzel fark etmişsiniz. Değişimin bir parçası bu. Ayrıca üniversiteye sürekli kaynak yaratmamız lazım. Bunun için çok uzun vadeli düşünüyoruz. Devamlı inşaat yaparak bunu yapamayacağımızı biliyoruz. Onun için alışveriş merkezleri kuruyor, mobilya ve teknoloji işini büyütüyoruz. Üniversite bizim mal sahibimiz. Biz onu mutlu etmeye çalışıyoruz. Alışveriş merkezleri kurmaya başladık ve daha birincisini kurarken, Tepe Home için yer ayırdık. Konsepti ona uygun kurduk ve müthiş bir ilgi gördük. Evet potansiyel de yüksekti. Müşteri girdiği zaman, bir noktadan başlayıp, bütün evini döşeyebileceği a'dan z'ye her şeyi bulabiliyor.

DÜNYAYA TEKNOLOJİ SATIYORUZ
* Mobilyada kaç mağazaya ulaştınız?
Mobilyada biz iki tip ilerliyoruz. Tepe Mobilyalar var ki bunların sayısı 70'i aştı. Ama bir de Tepe Home var ki, biz bunu dünya markası yapmayı hedefliyoruz. Şu anda 8 tane mağazası var. Zaten çok fazla adetlerde mağazaya ulaşmayı düşünmüyoruz. Gerek de yok. Tepe Home'un bir mağazasının satışı bir mobilya şirketinin yıllık satışından fazla oluyor. Önümüzdeki yıl yurtdışına da açılıyoruz. Dubai ve Bahreyn'e gidiyoruz.

* Yurtdışı hedefiniz ne olacak peki? En son gidip Milano'da da bir mağaza açacak mısınız yani?
Tepe Home gerçekten çok özellikli bir mağaza. Dünyada bizim benzediğimiz bir ya da iki mağaza var. Biz ihracat yapıyoruz. Ama distribütörlere mobilya yapmak istemiyoruz. Asıl yapmak istediğimiz sokaktaki insana ihracat yapmak. O zaman katma değer yaratabiliriz. Dubai, Bahreyn'den sonra Avrupa'da da mağaza açacağız.

* Bu yıl mobilya grubunun cirosu ne kadar olacak?
150 milyon dolar civarında bir ciro yapacağız bu yıl. Krizde bile biz büyümeyi sürdürdük.

* İşleriniz Ankara'nın dışına çoktan taşmış ama hala merkeziniz orada, neden?
Biz Ankara'da olmaya devam etmek istiyoruz. O yüzden teknoparka çok önem veriyoruz. Devlet Teknopark'ta yer alan şirketlere araştırma-geliştirme yapmak kaydıyla teşvikler verdi. Biz de doğru bir platform yarattık. Sanırım bu yıl 100'e yakın şirket olacak teknoparkta ve dolayısıyla ODTÜ ve Hacetepe'ninkiyle birlikte araştırma-geliştirme'de Ankara bir merkeze dönüşecek. Ankara'nın boşalmaması lazım. İşte finans sektörü gitti. A sektörü, B sektörü gitti. Biraz kendini toparlayan inşaat sektörü bile haklı olarak İstanbul'a kayıyor. Hiç değilse teknoparkla Ankara'yı ayakta tutmamız lazım.

* Sizin teknoloji şirketlerinizin durumu nedir?
Meteksan gibi teknoloji üreten şirketlerimiz var. Romanya'da, Rusya'da, Hollanda'da yazılım satmaya başladılar. Türkiye'nin geleceğinin teknoloji ihracında olduğunu düşünüyoruz. Hindistan'ı düşünsenize. Yazılım konusundaki insan gücü sayesinde, 1988'de 100 milyon dolar ihracat yaparken, 2002'de 8 milyar, 2003'te 13 milyar dolar ihracata ulaştılar.
DİĞER EKONOMİ HABERLERİ
 1.5 yıl sabredilemedi
 Şener: Günü kurtarma peşinde değiliz
 Krizin yarattığı patroniçe
 Hollanda, işadamlarını Türkiye'ye yatırıma çağırdı
 Dünya Bunları Konuşuyor
 İMKB'de özelleştirme sil baştan
 Telekomünikasyon ve telsize Avrupa standardı getirildi
 Türkiye, IMF ile devam etmek zorunda
 Ürün kredisi elde kaldı
 BES'in büyüklüğü 80 trilyonu buldu
 Büyüme hız keserse açık sorun olmaz
İLKER SARIER
O bakan gidecek!
Öncelikle şunu söyleyim: Hedefteki...
ALİ SAYDAM
Japonlar bu durumda intihar ediyorlar!
Bu satırları...
Ağca uğruna uçak kaçırmış
Yunan işadamı Dimitrios Papadopoulos'un katil zanlıları arasındaki...
Faciaya Kıl Payı
104 Yolcusuyla İniş Yapan Uçak Pistten Çıkıp Yan Yattı ...
IMKB
E: 18,904 D:% 1.48
DOLAR
S: 1,463,000 D:% 0.21
EURO
S: 1,779,000 D:% -0.61
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.