| |
|
|
Penaltı endişesi
Avusturyalı yazar Peter Handke'nin, 'Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi' adlı kitabını bilirsiniz. Bu temayı Haldun Taner bir denemesinde çok güzel bir biçimde eleştirmişti. "Penaltı anında endişe duyan kişi..." demişti Taner, "kaleci değil, vuruşu yapan futbolcudur. Çünkü kimse penaltıdan gol yedi diye bir kaleciyi eleştirmez. Buna karşılık penaltıyı kaçıran futbolcu yerden yere vurulur. Dolayısıyla asıl o endişelidir."
*** Gelelim gerçek hayata. Penaltı konusunda benim de ciddi bir meselem var. Eğer maçın normal süresi içinde ya da uzatmada penaltı olursa seyrediyorum. Buna 'seyircinin penaltı anındaki endişesi' diyebiliriz herhalde. Buna karşılık maçın galibini belirleyen o seri penaltılar yok mu?.. Eğer takımlardan biri tutuyorsam... İşte onlara bakamıyorum! Örneğin geçen akşamki maçta ben Portekiz'i tutuyordum. Penaltılara geçildiğinde TV'yi kapayıp yattım. Sabah gazeteleri alıp İngiltere'nin elendiğini... Hem de Beckham'ın hatası yüzünden elendiğini öğrenince çok sevindim. Aslında herhangi bir insan için bendeki bu 'seri penaltı gerilimi' o kadar önemli değil. Ama bizim gibi maçlar hakkında ahkâm kesenlere gelince, iş değişiyor. Düşünsenize... Maç hakkında yorum yapacaksın. Ne var ki penaltıları izlememişsin. Olacak şey mi? F.Bahçe ya da Milli Takım için o gün geldiğinde artık bir çaresine bakarız.
|