| |
|
|
Kabloya dolanmak
Türkçe'de insanlar 'ipe dolanır'. Bu geleneksel, hep olagelmiş bir durumu anlatır bize. Örneğin denizde yüzerken ipe dolanabilirsiniz. Ya da "Yürürken ayağım ipe dolandı, tökezledim" dersiniz. "Çağdaş" insan ise kabloya dolanıyor. Şöyle... Daha önce de yazmıştım: Diz üstü bilgisayarlar nedeniyle ('sayesinde' demiyorum) artık her dakika, her an çalışıyoruz. 'Laptop'lar adeta birer pranga. Ama keşke ondan ibaret kalsa. Tatile çıkarken yanımıza aldığımız kablolara ve kablolu cihazlara bir bakın... 1) Diz üstü bilgisayarın kendi kablosu... 220 voltu 15 volta çeviren bir adaptör. 2) Ancak bu adaptör yetmiyor. Hem kablosu kısa kalıyor. Hem de aletin pili kâfi gelmiyor. Dolayısıyla elektriğe bağlanmak gerekiyor. Ne olur, ne olmaz diye ben yanımda 3 metrelik bir bağlantı kablosu taşıyorum. Köylü usulü! 3) Tabii o da yetmiyor. Denize nazır bir masaya bilgisayarı kuruyorum. Arkadaşlar 15-20 metre öteden, uzun bir kabloyla elektriği yanı başıma getiriyorlar. 4) Bunlar doğrudan bilgisayarla ilgili kablolardı. Bir de diğer aletlerle ilgili olanları var: Mesela cep telefonunu doldurmak için kullandığımız şarj cihazı... 5) Bu kadar mı? Hayır. Gelelim dijital fotoğraf makinelerine... İki tane makine var. Bunlarla çekilen fotoğrafları bilgisayara aktarmak için 'USB' kablosu şart. Ne var ki her makinenin kablosu farklı. Minolta'yı bağlamak için bir kablo gerekiyor. Çaresiz yanımızda taşıyoruz. 6) Yine bitmedi. Bir de Nikon marka dijital makine var. Onun 'USB' kablosu da farklı. Dolayısıyla Nikon ile çekilen bir fotoğrafı, gazeteye, internet vasıtasıyla yollamak için de ayrı bir kablo gerekiyor. 7) Bazen internete bağlanmak mümkün olmuyor. Bu durumda yazıyı diskete yüklemek... Sonra da o disketi internet bağlantılı bir bilgisayara götürmek gerekiyor. İster istemez 'disket yükleyici'yi de yanınızda taşımanız şart. Ne olur, ne olmaz. Sonuç: Bavullarımız kablo dolu. Yeni, temiz bir tişört almak için uzanıyorsun, anında eline bir kablo dolanıyor. Minik, zararsız yılanlar gibi... Siz istediğiniz kadar modern hayattan uzakta kalmaya çalışın. Bu yılanlar sizi ona bağlıyor. Hem de sımsıkı!
|