| |
Ayıp oluyor beyler!
Genellikle böyle uzun uzun yazmam. Ama bu kez mecburum: Cuma akşamı gerçekten sinir oldum. Fransa-Yunanistan maçını Haldun Domaç yorumluyordu. Ve onun hemen her cümlesinden sonra "Acaba aynı maçı mı izliyoruz" diye kendi kendime sordum. Maç başladı. 10 dakika kadar geçti. Ondan sonra (özetle) şöyle laflar duymaya başladık... Domaç: "Bir taraf (Fransa'yı kastediyor) oynamaya çalışıyor. Diğeri defans yapıp, 'rakibimin bir zaafını yakalar mıyım' diye düşünüyor." EA: Kesinlikle böyle bir manzara yok. Fransa oynamaya moynamaya çalışmıyor. Yunanistan da katı bir defans anlayışında değil. Bu sözden biraz sonra, 14'üncü dakikada Yunanistan gol olabilecek çok ciddi bir pozisyon yakalıyor. Bu arada Fransa'nın hiç pozisyonu yok. Domaç: "Oyunun yavaş temposu Yunanistan'ın işine geliyor." EA: Sanki Fransa tempoyu arttırmaya çalışıyor da... Yunanistan engel oluyor. Domaç: "Yunanistan bir gol atarım, üstüne yatarım diye düşünüyor." EA: Nereden biliyorsun? Belki bunu tam da Fransa düşünüyor. O arada Fransa ilk ciddi tehlikeyi 24'üncü dakikada yaratıyor. O ana kadar Yunanistan'ın üç pozisyonu var. Domaç: "Yunanistan oyunu sıkıştırmaya çalışıyor." EA: Sıkıştırdıkları filan yok. Defansa önem vermek 'oyunu sıkıştırmak'sa, İngiltere bunu dik alasını yapmıştı. Domaç: "Yunanistan ağırdan alıyor." EA: Duyan da Fransa'nın hızlı oynamaya çalıştığını sanır. Horozlar resmen dökülüyor. Domaç: Yunanistan, Fransa'nın her topuna 3 kişi basıyor. EA: Hayır efendim, öyle olmuyor. Yunanistan toplara tek kişiyle basıyor ama kademede mutlaka bir kişi daha oluyor. Ve tersine: Yunanistan forveti topu aldığında, 3 kişiyle bastıran Fransız futbolcular! İlk yarı bitiyor. Maçı seyretmeyip Domaç'ı dinleyen, Yunanistan'ın faullerle Fransa'yı durdurmaya çalıştığını sanır. Halbuki Fransa 'daha çok ve daha sert' faul yapan taraf.
*** Derken ikinci yarı başlıyor... 65'inci dakikada organize bir atakla Yunanistan golü buluyor. Domaç: "Yunanistan şu dakikaya kadar Fransa'yı uyuttu." EA: Ne demek bu? Ninni mi söylüyorlar? Eski şampiyonalarla kıyaslarsak asıl uyutan, yani seyirciyi esneten Fransa. Fransa faul yapıyor. Hakem vermiyor. Yunan futbolcu yerde kıvranıyor. Zidane topu taca atıyor. Domaç: "İşte fair play! Zidane'ın büyüklüğü de bu zaten." EA: Artık hemen her futbolcu böyle davranıyor. O durumda topu taca atmak kimseyi büyütmüyor ama atmamak küçültüyor. 74'üncü dakikaya geliyoruz. Domaç: "Baştan beri söylediğim gibi Fransa bize bir hayal kırıklığı yaşatıyor." EA: Tam bir palavra. 'Baştan beri' filan değil. Sadece 10 dakikadan beri, yani Yunanistan golünden sonra böyle konuşmaya başladı. Dakika 86... Domaç: "Yunanistan'ın hakkını teslim etmek gerekiyor." EA: Şimdi mi uyandın adamım? Yunanistan'ın oyununda bir değişiklik olmadı ki! Fransız futbolcular sinirleniyor. Ciddi fauller yapıyorlar. 'Dan!' diye rakibin bileğine filan giriyorlar. Sarı kart görüyorlar. Domaç: "Böyle sakatlıklarla Yunan oyuncular vakit geçirmeye çalışıyorlar." Burada hakikaten 'oha falan oldum'!
*** Arkadaşlar! Bu ne biçim maç yorumudur? Bu ne biçim bir ön yargı kataraktıdır? Domaç'ın gözüne frankofil perdesi mi indi? Hani Yunanistan ile bir alıp veremediğimiz olsa, anlayacağım. Tersine iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Avrupa Birliği içinde 'ortak' olmayı hedefliyoruz. Ayrıca Yunanistan, Avrupa'daki büyük ülkelerin futboldaki hegemonyasını (tam da Türkiye'nin yapmaya çalıştığı gibi) kırmaya soyunmuş bir ülke. Eğer 'taraf tutmak' gerekiyorsa (ki bir yorumcunun tutmaması gerekir) Fransa'nın değil, Yunanistan'ın tarafını tutmamız daha 'normal' olmaz mı? Haldun Domaç bu maçta gördüğünü, seyrettiğini değil, olmasını arzu ettiğini dile döktü. Biz de 90+3 dakika bu abukluğu dinledik. Niye? Ne gerek vardı? Eminim: Fransız yorumcular dahi, bu kadar kötü oynayan bir Fransa'dan yana çıkmamıştır.
|