kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yarın geç olabilir
Yarın geç olabilir

Emmerich yaptığımız yanlışlar yüzünden, her gün biraz daha bozduğumuz doğal dengenin getireceği facialara ciddi biçimde işaret ediyor. Çok ünlü oyuncunun kullanılmadığı filmde, asıl ağırlık sinema diline ve özel efektlere verilmiş
Roland Emmerich'in "Kurtuluş Günü" filminin ilk yarısı, bence türünün başyapıtları arasında sayılabilecek bir felaket filmiydi. Dünyanın uğradığı bir uzay saldırısını anlatan film, ürkünç sahneleri ve parlak özel efektleriyle gerçekten görülmeye değer bir büyük şovdu. Ne yazık ki ikinci yarıda entrika alabildiğine çocuklaşıyor ve film ilginçliğini yitiriyordu. Emmerich, hikayesinden senaryosuna her aşamada bizzat katkıda bulunduğu bu yeni filminde, hikayeye daha çok önem vermiş. Bu kez insanlığın üzerindeki tehdidi daha gerçekçi bir olaya, zaman zaman sözü edilen radikal iklim değişikliklerinin dünyayı olası bir felakete götürmesi olgusuna dayandırıyor. İklimdeki ısınma öyle hale gelecektir ki, kuzey yarım küredeki buzullar eriyecek, Atlantik okyanusundaki sıcak akımlar denizdeki tatlı ve tuzlu su dengesinin bozulmasıyla yok olacak, çok büyük ısı düşüşleri olacak ve insanlık yeni bir buzul çağına girecektir. L.A.'de hortumlar, Yeni Delhi'de kar, Tokyo'da elma kadar dolu yağmuru görülecek, New York azgın dalgalar tarafından yutulma tehlikesi yaşayacaktır Hikayede klasik kişiler ve ilişkiler var denecek, deniyor da. Ama insanlar-arası ilişkiler zaten başka kaç çeşit olabilir ki? Farklı şeyleri simgeleyen oldukça çok sayıda kişinin öyküsünü entrikanın kıvrımlarına ustaca yerleştiriyor film. En ilginç yanı, yine ilk yarısı. Yönetmen burada çağdaş teknolojiyi kullanarak, gerçekten de insanın yüreğini ağzına getiren sahneler yaratıyor, doğanın oluşturabileceği büyük tehdidi etkileyici biçimde gösteriyor. İkinci yarıda tempo biraz düşüyor ama bu kez hem insan ilişkileri ilginç gelişmeler gösteriyor hem de böylesi bir felaketten nasıl kurtulunabileceği konusu, başlı başına bir gerilim oluşturuyor.

SÜRÜKLEMEYİ BAŞARIYOR
Emmerich çok ünlü oyuncular kullanmamış, mütevazi bir kadroyla yetinmiş. Asıl ağırlığı sinema diline ve özel efektlere vermiş. Yine de baba-oğulu oynayan kuşaklarının iyi oyuncuları Dennis Quaid ve Jake Gyllenhaal ön plana çıkıyor. Filmin en önemli yanı, gerçekten de yaptığımız yanlışlar yüzünden hergün biraz daha bozduğumuz doğal dengenin getireceği facialara ciddi biçimde işaret etmesi. Gerçi birçok şey, uzmanların da işaret ettikleri gibi, bilimsel açıdan tam olarak doğru değil. Ama tümüyle yanlış da değil. Sinemanın içerdiği ve içermesi de gereken fantezi ve hayal gücü payını da akıldan çıkarmadan, bizleri sürüklemeyi başaran bu filmin, bu konularda da herkesi düşünmeye yöneltmesini dilerdim. Çünkü anlattıkları hemen, yarın olabilir. Aksine güvence verecek var mı ?


The Day After Tomorrow)
Yönetmen: Roland Emmerich
Senaryo: Jeffrey Nachmanof, R. Emmerich
Görüntü: Ueli Steiger
Müzik: Harald Kloser
Oyuncular: Dennis Quaid, Jake Gyllenhaal, Emmy Rossum, Sela Ward, İan Holm, Tamlyn Tomita FOX filmi. YARINDAN SONRA
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Sanayi toplumunun 'gay' aşıkları
 Kadın bedeninin vazgeçilmez cazibesi
 Sinemayı biraz da okumaya ne dersiniz?
 Harikasınız Yıldız Hanım
 Japonların Alice'i harikalar diyarında
 Filmlerimizin Avrupa çıkarması
 Konserine gidemeyenler üzülmesin
 Kariyerinin doruğunda
 Bu da bir İngiliz klasiğini Amerikanlaştırma çabası
 İnsanların kaybolup gittiği bir ülkenin öyküsü
 Aşkın gizleri ve farklı yüzleri biter mi hiç?
 Gidenlere son bir selam
 Ustaları buluşturan film
 Hiç yaşanmamış bir aşkın öyküsü
 Bir De Konuşsa
 Hitchcock üzerine
 Cannes her zamanki gibi tartışma yarattı
 Haziran sendromuna dikkat
 Bir avuç insanın hazin hikayesi
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Istakoz bahane ama balık şahane
Istakoz bahane ama balık şahane
Üç yıldır Çeşme'nin Çiftlikköy'ünde faaliyet gösteren ıstakoz...
Evimizin can damarı Mutfaklarımız
Evimizin can damarı Mutfaklarımız
Mutfaklar, evimizin en sıcak bölümüdür. Ancak bu mekanı dekore...
Önce defile, sonra doğum
Avrupa basınından çok sayıda gazetecinin izleyeceği 13 Temmuz'daki...
'Gaultier' marka ekmek
Dünyanın en büyük modacılarından biri, dünyanın en büyük çağdaş sanat...
İstanbullular denize koşuyor
Güneyden İstanbul sahillerine transfer olan "beach club"lar, hafta sonlarının...
Özel formüllerle evde güzelleşin
Bitki bilimi ve güzellik uzmanı Suna Dumankaya, genç kalmanın sırlarını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.