Günaydın, dün gece nasıl uyudunuz!
Hafızasızlık, arşivsizlik, belgesizlik, meraksızlık, yüzleşmemek, didiklememek, kuşkulanmamak, hesaplaşmamak... Derin bir uyku halidir. Kuşatıcı bir uyuşma. Gündelik ve toplumsal sığınak. Uyanıp hiçbir şey olmamış ve daha önce olanlar ile bugün arasında hiçbir bağlantı, herhangi bir ilişki yokmuş gibi sürüklenmek. Utançların süpürülmesi... Zalimlerin iyilik meleği mertebesine terfii... Çürümüşlerin muteber şahsiyetler sahnesindeki başrolleri. Darbecileri koruyan anayasa maddeleri... Medeniyetin işkence ehliyeti... Öldürme, katletme, kahretme imtiyazları. Toplumun paranoyak linç kampanyalarındaki kendi histerisini yahut kaypak sessizliğini hiç hatırlamaması. İnsanların kendi felaketleri ile sıkı sıkıya sarıldıkları ve öykündükleri düzenin düzenleri hakkında hiçbir bağlantı kurmadan yuvarlanıp gitmesi. ___ Sömürgecilikle, emperyalizmle dünyanın iliğini, toprağını ve halkların özgüvenini kurutanlar, şimdi ahlak, demokrasi, hukuk dersinin başöğretmenleridir. Mayınları üreten ve yerleştirenler, kurdukları mayın temizleme şirketleri ile kendi pisliğini temizlerken de para kazanan piyasa aktörleridir. Eduardo Galeano, aslında çok sıradan, hepimizin bildiği ama bildiğini bile fark etmediği basit gerçeği sadece kelimeleri yerli yerine koyarak yüzümüze çarpar: Dünya barışının en büyük koruyucusu olduğunu söyleyenler, en çok silah üreten, en çok silahlanan ve dünyanın her yerine en çok silah satanlardır. Bireysel, küresel, çevresel nice endişelerin asıl kaynağı, ister tam ortasında yaşayalım ister ağzımız sulanarak kıyılarında dolaşalım, hatta ağlaşalım, bizzat "yüksek yaşam standardı" diye kutsadıklarımızdır. Bir hırsızı ya da gaspçıyı lanetlerken, hayatımızdan, milyarlarca insanın kültüründen, toprağından, ürününden çalınanların, gasp edilenlerin önünde zenginlik, servet, gelişme diye selam durmamız beklenir. Terörizm karşısında irkilirken, terörizme karşı uluslararası işbirliğini alkışlarken, adına gelişmiş devlet denilenin bombardımanında 10 bin insanın birden ölmesini, büyük ilaç tröstlerinin hasis patentleri yüzünden Afrika'da milyonlarca çocuğun AIDS ölümlerine terk edildiğini niye düşünelim ki.
___ Bir, iki politikacının Yüce Divan'da zanlı olması, sadece onlara ilişkin, sadece onların birtakım eylemlerinden ibaret bazı tuhaflıklar yaşamışız intibaını yaratır. Onları oraya gönderenler nezdinde bile, onların iş dünyası, medya vesaire şebekeleri hala itibarlı, hala dokunulmaz, hala vicdanlardan bile muaftır. Bir bakış açısına göre, ülkenin bu kadar iç borcu varken hukuk yoluyla özelleştirmelerin engellenmesi komplodur, ihanettir. İç borcu bu kadar büyüten asıl neden; paraya aç ve omurgasına hortumlar da bağlanmış devletin aşırı reel faizlerle iliğinin kazınıp sıyrılması ise "piyasa"dır Bir bakış açısına göre, Reagan, Thatcher gibileri "devrimci"dir. Onların devrimleriyle işlerini, geleceklerini, umutlarını, hayatlarını yitiren milyonlarca insan ise safra olmalı.
___ Uyku, gündelik hayatın dertlerinden sıyrılmanın en mümkün sığınağıdır. Toplumların, halkların hafızasız, meraksız, kuşkusuz, unutkan, uyuşuk, derin uykusu ise devlet adamı, iş adamı, medya şöhreti, dünya düzeninin bekçisi, teknoloji devi, piyasalar denilenlerin cennet mekanı, mükemmel sığınağı. Uykudan her uyandığımızda ise, gündelik meşgaleler arasında sadece kendimize benzeyenleri yiyip bitirecek kadar dinlenmi- şizdir ancak. Ve buna hayat, bildiklerimize bilgi, kendimize özgür, olan bitene normal, başımıza gelenlere doğal demekte hiçbir mahzur yoktur!
|