Kravatsız zirvede Türkiye'nin talebi
Yeni adıyla Geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi, Büyük Orta Doğu gelecek hafta başında G-8 zirvesinde (Gelişmiş sekizler) masaya yatırılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 9 Haziran'da ABD Sea Island'da gerçekleşecek toplantıda Türkiye'yi "Demokratik Ortak" sıfatı ile temsil edecek. Zirve ile ilgili detaylar ve ele alınacak konuların içeriğine ilişkin beklentiler de Ankara'ya ulaşmaya başladı. Gelen bilgilere göre, Sea Island'daki toplantının rahat bir atmosfer içinde gerçekleşmesi planlanmış. "Liderler kravatsız olarak görüşmelere katılacak" notu düşülmüş. Yani, spor kıyafetler içinde, projeye dahil Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye, AB Komisyonu Başkanı ve gelişmiş sekiz ülkenin liderleri bölgenin gelecekteki kaderini belirleyecek. Orta Doğu'nun güvenliğinden demokrasisine, ekonomik kalkınmasından sosyal sorunların çözümüne kadar bir çok konu masaya yatırılacak. Bu çerçevede daha önce proje içinde gözükmeyen İsrail ve Filistin sorunu da Geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde yerini almış olacak. Türkiye'nin rolü Toplantıda Türkiye'nin rolüne gelince; Proje, Büyük Orta Doğu adı altında ilk kez ortaya çıkınca, uygulama içinde kalacak "hedef ülke" olarak algılanmıştı. Aslında BOP'un bütünü incelendiğinde Türkiye'ye biçilen kaftanın diğerlerinden farklı olduğu da ortaya çıkıyordu. Türkiye'den gelen tepkiler ve proje üzerinde yapılan değerlendirmeler sonucunda, "hedef ülke" değil, katkı sağlayacak "Demokratik Ortak" sıfatı yüklendi. Şimdi, G-8 Zirvesi ile ilgili olarak Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nda yoğun bir çalışma yapılıyor. Türkiye'nin zirveden beklentisi; Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ'un da geçen hafta Harp Akademilerindeki konuşmasında da vurguladığı gibi, petrol ve doğal zenginliği çok yüksek olan bölgeye bir model biçip buna uygun hale getirilemeyeceğinin baştan kabul edilmesi. Bir dayatma içinde belirlenecek bedene her ülkenin giremeyeceğinin görülmesi. Her ülkenin tek tek kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiği... Demokrasi destek grubu Zirvede, projenin uygulanması ve destek bulması için de bazı grupların oluşturulması amaçlanmış. Türkiye'nin talep edeceği grup da belirlenmiş bulunuyor. Yansıyan haberlere göre, Başbakan Erdoğan zirvede Türkiye için "Demokrasi Destek Grubu"na talip olacak. Türkiye'nin bu grubu istenmesinin nedeni de "Türkiye'deki laiklik anlayışının bölgedeki birçok ülkenin laiklik anlayışı, Müslümanlığı algılamasının da bölgedeki birçok ülkenin algılaması ile uyuşmayacağı"ndan kaynaklanıyor. Son 20 yıl içinde demokratikleşme konusunda elde ettiği tecrübelerini daha rahat bir şekilde bölge ülkelerine örnek olarak götürebileceği belirtiliyor. Türkiye'nin bu talebi de zirvede kabul edilecek gibi görülüyor. Bu gerçekleştiği takdirde, Türkiye ile birlikte G-8 ülkelerinden biri ve proje kapsamındaki ülke de Gruba dahil olacak. Proje ile "hedef" olarak belirlenen Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden birinin demokratikleşmesi için gereken destek Türkiye ve G-8 ülkesinden da karşılanacak. Hatta, Türkiye'de bir fon oluşturulup, hedef ülkenin demokratikleşmesine katkı sağlamak amacıyla da kullanılacak. Söylem kaynağı eksik Hükümet, Proje kapsamında etkin bir rol üstlenebileceğine inanıyor. Ancak burada görülen eksiklik, Türkiye'nin bölgede üstlenmeyi istediği rol ile ilgili sivil otoritenin derli toplu bir söyleminin bulunmaması. Almanya Dışişleri Bakanı Fischer'in haftalar önceden duyurulan Humboldt Üniversitesi'ndeki konuşması gibi zaman zaman dönüp bakılacak, referans alınabilecek bir söylem kaynağının olmaması. Parça, bölük söylemlerin yarattığı eksiklik giderilmeyince de Türkiye'nin Orta Doğuda üstlenebileceği güç ve rol de iyi anlaşılamıyor. Bir kekemenin konuşması gibi, hem anlatan, hem de dinleyen yoruluyor.
|