|
|
|
|
|
|
İsrail ateşle oynuyor
Ebu Garib skandalını ortaya çıkaran gazeteciden son bomba: İsrail ajanları Kuzey Irak'ta Kürtler'e komando eğitimi veriyor, birlikte sınıra operasyon düzenliyor
Pulıtzer ödüllü Amerikalı gazeteci Hersh, İsrail'in bölgede "uzun dönemli dost" seçtiği Kürtler'le ortak çalıştığını açıkladı: "Birkaç yüz İsrail askeri ve istihbaratçısı işadamı kılığında K. Irak'a geçti. Bunlar Kürtler'i İsrail tipi komando eğitiminden geçiriyor."
"İsrailliler Kürtler'le Suriye ve İran sınırına istihbarat amaçlı operasyonlar yapıyor. Kürtler, ajanları İran'ın muhtemel nükleer bölgelerine de götürdü. Türkiye müthiş rahatsız. Bir Türk yetkiliye göre, İsrail Kerkük'ü Saraybosna'ya dönüştürecek."
*** Kürtler devlet kurarsa Türkler savaş açar
Amerikan askerlerinin Irak'taki işkence skandalını ortaya çıkaran gazeteci Seymour Hersh, belgelere ve tanıklara dayandırdığı yeni bir iddia ortaya attı: İSRAİL İran'ı kontrol edebilmek için K. Irak'taki Kürtler'i destekliyor ve Kürt komandolarını eğitiyor. Bağımsızlık için teşvik ediliyorlar. Türkler savaş açabilir.
Dünya onun adını Irak'taki Ebu Garib hapishanesinde yaşanan işkence skandalını ortaya çıkaran gazeteci olarak tanıdı. Pulitzer ödüllü New Yorker dergisi için çalışan Amerikalı gazeteci Seymour Hersh'ten ortalığı karıştıracak yeni bir iddia daha: İran'ın nükleer kapasitesini geliştirmesinden endişe eden İsrail, Irak'ın kuzeyinde Kürtler'le işbirliği içinde operasyonlar düzenliyor. Türkiye rahatsız. Bu durum savaşa yol açabilir.
* Hersh'in 8 sayfalık yazısı, İsrail ile Amerika'nın ilk olarak hangi tarihte ve hangi konu nedeniyle "Kürdistan" politikalarında ters düştüğü iddiasıyla başlıyor: Başkan Bush'un Irak'ta zafer ilan ettiği Mayıs 2003'ten iki ay sonra, yani Temmuz'da savaş kritik bir noktaya geldi. Savaşın en büyük taraftarlarından İsrail, Amerikan hükümetini uyardı: İşgal güçleri bu yaz büyük bir direnişle (bombalı saldırılar- suikastler) karşılacak. Savaşı kaybediyorsunuz, dikkat edin... Irak'- taki İsrail istihbaratı, Irak ve İran arasındaki sınırdan geçen yabancı El Kaide militanlarını ve İran istihbarat üyelerinin bu direnişçileri desteklediğini rapor etti. Rapor sonrası İsrail, Amerika'dan maliyeti ne olursa olsun İran-Irak sınırı güvence altına almasını istedi. Beyaz Saray'la yakın ilişkiler içinde olan Washington Enstitüsü yönetici yardımcısı Patrick Clawson'a göre hükümet, İsrail'in İran hakkındaki istihbaratını görmemezlikten geldi ve sınır açık bırakıldı... Clawson, ABD'nin hatasını şöyle özetledi: Örneğin hac için İranlılar, Irak'a giriş yapmıştı. Biz onların Iraklılar'la kaynaşmasının iyi olabileceğini düşünmüştük. İsrail ise oyuna geldiğimizi. İsrail'e göre İranlılar, yardım dernekleri kurup, bunları Amerika'ya karşı saldırılar düzenleyecek militanların eğitilmesi için kullanılacaktı...
Şaron'un Stratejisi * Hersh, Ağustos 2003'te İsrail'in Kuzey Irak'a girmek için kolları sıvadığına dikkat çekiyor: Şiddetin artacağına dair uyarılar doğru çıktı. Ağustos başında koalisyon güçlerine yönelik saldırılarda patlama yaşandı. Eski CIA yetkilisi Flynt Leverett, Bush'un Mayıs ayında yaptığı zafer konuşmasının çok erken olduğunu söyledi ve ekledi: "Bush hükümeti müttefiklerine gidip daha çok destek alabilirdi. Fakat neoconlar bunun yerine 'Bunu biz kendi başımıza yaptık' mesajı verdi. Kasım ayının başında Başkan, CIA'in Bağdat şefinden güvenliğin yıkılmak üzere olduğuna dair bir bilgi aldı. Belgede savaş sonrası hiçbir siyaset enstitüsünün ve siyasi liderin hükümeti yönetecek, seçimleri gerçekleştirecek ve anayasa hazırlayacak yetenekte olmadığı yazıyordu. Birkaç gün sonra hükümet bu tek yanlı politikasını değiştirmeye karar verdi ve 30 Haziran'da yönetimin Iraklılar'a devredileceğini, bu süreçte Birleşmiş Milletler'in daha aktif rol alması istendiği açıklandı. Birleşmiş Milletler çalışan bir yetkili Amerika'- nın bu hareketini şu şekilde yorumladı: 'Amerika paniğe kapıldı. Suçu Birleşmiş Milletler ve Iraklılar'a paylaşmaya karar verdi...' Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak'a yakın Amerikalı kaynaklar, Barak'ın Dick Cheney'- i özel olarak uyardığını, İsrail'in işgali kazanmanın hiçbir yol olmadığını öğrendiğini söyledi. Barak "küçük düşmenin ölçüsünü siz seçin" dedi. Ancak Cheney cevap vermedi. İsrail'- in başka seçeneklere ihtiyacı vardı. Bunun üzerine Şaron hükümeti savaşın zararını en aza indirmek için Iraklı Kürtlerle ilişkileri genişletmeye ve otonomi kurulmasına karar verdi.
* Ve 2003 yılının sonları... Birçok istihbarat yetkilisine dayanan Hersh, İsrail'in Kuzey Irak'a girişine dikkat çekiyor: İsrail istihbaratı ve ordusu bu tarihten (2003 sonu) sonra Kuzey Irak'a girdi ve halen sessizce K. Irak'ta çalışmaya devam ediyor. İsrail'in B Planı adını verdiği bu çalışma dahilinde Kürt komandolar eğitiliyor. İsrailli eski bir istihbarat yetkilisine göre bu Kürt komandolar, İsrail'in en gizli komandoları Mistaravim'le aynı sonuçları alacak şekilde eğitildi. İsrail ayrıca Kürtler'le birlikte operasyonlar düzenliyor. Ancak bunlar silahlı eylem değil. Ajanlar, Kürtler'le birlikte İran ve Suriye'ye girip buralarda istihbarat çalışmaları yapıyor. İsrail, savaşla daha çok güçlenen İran yüzünden tehdit altında olduğunu hissediyor. Bu nedenle İran'da özellikle nükleer faaliyetler inceleniyor. Mossad ajanları, istihbarat yetkilileri Kürt bölgelerinde iş adamı kimliğinde, İsrail pasaportu taşımadan çalışıyorlar.
* Ve Türkiye... Hersh'in görüştüğü Türk yetkililer, İsrail'in bu tavrından çok rahatsız olduklarına dikkat çekiyor: Kürtler ve İsrail yalanlasa da geçen hafta bir CIA yetkilisi bu eylemi doğruladı: Amerika, İsrail'in Irak'taki varlığını biliyor... İsrail için çalışan eski bir istihbarat yetkilisi ise "B Planı" nın İsrail ve Türkiye arasındaki tansiyonu yükselttiğini söyledi. Bu Türk siyasetçileri sert açıklamalar için kışkırttı. CIA'in eski İstanbul şefi Philip Giraldi ise şunları söyledi: Türkler, İsrail'in Kuzey Irak'taki varlığını genişletmesinden ve Kürtler'in bağımsız bir devlet kurulması konusunda cesaretlendirilmesinden rahatsız olduklarını rapor etti. Türkler, İsrail istihbaratının operasyonlarının hükümetlerine karşı çıkan İranlı ve Suriyeli Kürtler'e destek verdiğinin de altını çizdi. Türkiye, İsrail ve İran, 30 Haziran'dan sonra yeni Irak hükümetinden bağımsız bir devlet kurmasından korkuyor. Alman bir güvenlik yetkilisi de bağımsız bir K. Irak'ın ve yeterli petrolün, Suriye, İran ve Türkiye için büyük sonuçlar doğuracağını söylüyor. Aynı yetkiliye göre Kürtler'in bağımsızlığını ilan etmesine Türkiye'- den belki de savaşla karşılık gelebilir... Türkiye ve Suriye'nin düzensiz ilişkilerine karşın, Türkiye ve İran uzun yıllardır bölgede rakip. Aradaki gerilim kaynaklandığı noktası Türkiye'nin Batı yanlısı olması, İran'da ise sert bir teokrasinin hüküm sürmesi. Fakat K. Irak'taki Kürtler'in durumu tüm bu ayrılıklardan daha ağır basıyor.
* Hersh'den bomba iddia: Ya Sünni ve Şii liderleri öldürme emri alan Kürt komandolar, Türkiye'- ye girer ve eylem düzenlerse?... Avrupalı bir Dışişleri Bakanı İsrail- Türkiye ilişkilerinin kötüleşmesinin bölgeye yansımasının hiç de iyi olmayacağı görüşünde. İsrail, İran'ın nükleer silah geliştirmenin sınırında olduğuna ve İran'ın Suriye'nin yardımıyla İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi için Filistin terörizmine destek verdiğine inanıyor. İsrail'e göre Iraklı Şii milis güçlerin lideri Mukteda Es Sadr gibi liderler, İran için birer av. İran, Amerikan yönetimindeki koalisyon güçlerinin yenilgiye uğratılması için bunlara lojistik destek veriyor ve özel olarak eğitiyor. İsrail son golü 30 Haziran'dan sonra, Şii milis güçlere eşit sayıda kurduğu Kürt komanda birlikleriyle atacak. Bir Mossad yetkilisine göre, İsrail'in asıl amacı, Amerikalılar'ın yapamadığı şeyi yapmalarını sağlamaktı: Yani istihbarat toplayıp, Şii ve Sünni isyancıların liderlerini öldürmek... Fakat Kürt-İsrail ilişkisi Türkler'i telaşlandırdı. Yine eski bir İsrail istihbarat sorumlusuna göre bunun nedeni şu: Aynı komandoların Türkiye'ye sızıp, burada saldırılar düzenleme riski...
Türkiye'ye Tehdit Mi? Kürt komandoların, İsrail'in yardımıyla İran sınırını geçtiği ve şüpheli nükleer fabrikalara sensörler yerleştirildiği de belirtiliyor. İsrailli bir yetkili İsrail'in Kürtler'in yardımıyla İran, Irak ve Suriye'de gözleri ve kulakları olduğunu söyledi. Suriye ve Lübnanlı yetkililer İsrail'in Suriye'deki prostestolarda büyük rol oynadığı görüşünde. Lübnan enformasyon Bakanı Michel Samba, İsrail'in eğittiği Kürtler'in Irak, Suriye, Türkiye ve İran'da savaşmaya hazırladığı ve operasyonlar için programlandığını söyledi.
* İsrail, Kürtler'le olan ilişkisini Türkler'le olan ilişkisinden daha önemli görüyor: Amerikalı bir yetkiliye göre ise İsrail için Kürtlerle olan ilişkileri, Türkiye ile gelişen ilişkilerinden çok daha değerli. İsrailli bir yetkilisi "Türkiye'yi seviyoruz. Ancak İran'ı baskı altında tutmalıyız" sözleriyle Amerikalı yetkiliyi doğruluyor. Tek sorun Türkiye'nin buna nasıl tepki vereceği? Türkiye'nin buna onay vermesinin hiçbir yolu yok. Ankara'da kahvaltıda konuştuğum bir Türk yetkili, "Savaştan önce İsrail, K. Irak'ta aktifti ve şimdi de aktif. Bu bizim için de onlar içinde çok tehlikeli. Irak'ı bölünmüş olarak görmek sitemiyoruz ve bu fikri reddediyoruz. Kürtler'e şunu söylemek istiyoruz. Sizden korkmuyoruz. Fakat sizin bizden korkmanız gerek. Irak'ın bölünmesini istemiyoruz ve başka bir alternatifi desteklemeyeceğiz" diyor.
* Türk yetkili: 'Kerkük, Irak'ın Saraybosnası olur...' Türk yetkili sözlerine şöyle devam ediyor: "Eğer Irak bölünürse bu Ortadoğu'ya daha çok kan, gözyaşı ve acı getirir. Meksika'dan Irak'a herkes Amerikan'ın Irak'ta gizli bir gündemi olduğunu iddia edecek: Buraya Irak'ı bölmek için geldiniz.' Eğer Irak bölünürse Amerika bunu dünyaya açıklayamaz. Kürtler'in bağımsızlığı bölge için felaket olacaktır. Yugoslavya'dan alınan derste olduğu gibi bir ülkeye bağımsızlık verilirse herkes bağımsızlık isteyecektir. Kerkük, Irak'ın Saraybosna'sı olacaktır." Ankara'daki başka bir Iraklı yetkili ise Türk hükümetinin İsrail'in K. Irak'taki varlığıyla ilgili endişelerin, İsrail Dışişleri Bakanlığı'yla paylaşıldığını söyledi. Türk yetkili İsrailli yetkililerin bu bilgileri reddetiğini de ifade etti. Üçüncü Türk yetkili ise endişelerini ilettikleri İsrailli yetkililerden "K. Irak'ta yararınızı baltalayacak hiçbir şey yapmıyoruz. Endişelenmeyin" yanıtını aldıklarını belirtti. Yazıda Irak'ın yeni Başbakanı İyad Allavi'ye de değiniliyor. Vincent Cannistraro isimli eski bir CIA çalışanı, Irak'ın yeni Başbakanı'nın eski istihbarat teşkilatı Muhebarat için çalıştığını, teşkilatın vurucu timinde olduğunu öne sürdü.
DIŞ HABERLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|