Çöz beni Arapsaçı
Dizi büyücüsü Atv, haftamın bir akşamını daha ipotek altına aldı. Vallahi torpil geçmiyorum. Ama gerçekten her kanalın ipi göğüslediği bir tür var. atv'ninki de yerli diziler.. Objektif olduğuma inanmıyorsanız işte söylüyorum atv'nin film seçimlerini hiç başarılı bulmuyorum. Ama diziler deyince Sezar'ın hakkı Sezar'a. Yeni favorim Arapsaçı. Yahu Cem Bender! Daha önceleri nerelerdeydiniz be adam? O ne karizma, o ne şeytan tüyü öyle..
Arapsaçı, kadir kıymet bilmez Türk TV izleyicisinin yayından kaldırılmasına neden olduğu Estafurullah Yokuşu'nu andırıyor. Konu olarak değil ama dizinin çekildiği semt aynı, oyuncu kadrosu da benzer olunca, insan ister istemez arada bir bağ kuruyor. Bir tek izlemeye doyamadığım Hümeyra, Arapsaçı'nda yok, keşke olsaydı. Dizide dakika başı biri, başka birini dolandırıyor. Alavere-dalavere, tam arapsaçı işte. Ama öyle Kurtlar Vadisi gibi sevimsiz ve rahatsız edici bir yan yok. Nasıl şirin geliyorlar insana. Peki siz gerçek hayatta bir takım kanunsuz işlere kıyısından bulaşan birini sevimli bulabilir miydiniz? Bütün bu tehlikeli görünümüne karşın, ona, aslında masum, korunmaya muhtaç küçük kardeşinizmiş gibi kol kanat germe ihtiyacı hisseder miydiniz? İzmir'de gazetecilik yapan bir kesim, böyle bir küçük adamı yıllarca çok ama çok sevdi. Gündüz bizimle beraber sayfa sekreteri olarak çalıştığı binadan çıktıktan sonra ne dolaplar çevirdiği 'Allah Kerim'di. Çünkü O, su testilerinin kendilerinden beklendiği gibi parçalara ayrıldığı bir yolda doğup büyümüştü.
Taksicilerin bile girmek istemediği o meşhur semtler vardır ya.. İşte öyle bir yerde yaşıyordu, ailesi arkadaşları, en sevdikleriyle. Kanunsuzluğun kanun sayıldığı bir yerde ne kadar masum kalınırsa o kadar masumdu işte! İyi kötü kendini kurtarmış gibi de görünüyordu ya, değilmiş. Tıkır tıkır klavye tuşlarından başka bir ses yokken, birden serviste yanık bir sesle mevlüt okumaya başlardı, ya da ağdalı bir arabesk. Bütün hayali bir gün Unkapanı'na kapağı atmaktı. Başarırdı da belki ama ömrü yetmedi. İşte Arapsaçı'nda ki Aziz ve Kıvırcık da, bana o küçük adamı hatırlatıyor. Bir insanı sevmek için o kişinin illa her türlü ahlaki vasfa sahip, eğitimli, örnek insan olması gerekmediğini, yalnızca doğal, samimi, içten ve olduğu gibi görünmesinin bile bazen yetebildiğini gösterirken..
|