| |
|
|
Uyandırma servisi
Son birkaç yıldır birçok kişiye aynı soruyu yönelttim: "Prof. Yalçın Küçük tuğla gibi kitaplar yazdı: 'Şebeke', 'Tekeliyet', 'Bilim ve Edebiyat'... Bunlarda Türkiye'deki Sabetaycı cemaati de inceliyor. Hepsini okudum. İlginç iddialar öne sürüyor. Neden cevap veren yok?" Kimi "Ne gerek var, adam kendi reklamını yapıyor" dedi. Kimi, "Ya öyle mi, bilmiyorum" dedi. Kimi "Bırak onu, ne dediğinin farkında değil" dedi. Derken Soner Yalçın, 'Efendi' adıyla, 'TV belgeseli' tadında kaleme alınmış bir kitap yazdı. Burada siyasetten spora çok çeşitli alanlarda önemli şahsiyetler yetiştirmiş Sabetaycı bir ailenin çarpıcı öyküsünü anlattı. Aaa, bir de baktık herkes söyleşi yapmak için sıraya girmiş. Köşe yazarları bu konuda döktürüyor. Yeni mi uyandınız? Diyeceksiniz ki: "Demek ki birinin dediklerine güvenmişler, diğerine güvenmemişler." İyi de Yalçın Küçük, kitaplarında Soner Yalçın ile birlikte çalıştıklarını, tartıştıklarını belirtiyor. Yani biri konuyu 'makale' tarzında ele alıyor, diğeri 'roman' tarzında. "Bizim entellerin bir meseleyi idrak edebilmeleri için romanının yazılması gerekiyormuş" diyelim mi? 'Salkım Hanımın Taneleri'nde de böyle olmamış mıydı?
|